PKK terörünün iyice azdığı yıllardan hatırlarım Sebgetullah seydaoğlu'nu. Bir nevruz bayramında daha baharı kan, barut ve mermi sesleri ile karşılıyordu Güneydoğu... Şırnak'ta alaya kadar inen eşkiya şehri mermi ve roketatar yağmuruna tutuyor; "oradan" sağlıklı haber alınamıyordu bir türlü...
Bir TV kanalı (Star 1 olabilir) bir şekilde Şırnak valisinin evine ulaşmış, Vali bey de haliyle evde olmadığından eşini canlı yayına almışlardı...
Eşi panik halindeydi. O kadar korkmuştu, o kadar inancını yitirmişti ki... "Yardım gönderin" diye haykırdı. ve hemen sonra eşinin kariyerini bitiren şu talihsiz cümleyi sarf etti: "Yardım gönderilmezse şehir düşebilir"
Gerçekten de olaylar ancak takviye kuvvetlerin gönderilmesiyle bastırılabildi.
Günlük hayatın normale dönmesi epey vakit aldı. Yapılan operasyonlarda ele başları ele geçirildi...
Ve vali, hanımının bu talihsiz cümlesi nedeniyle merkeze alındı. Sonra da yanlış hatırlaıyorsa bir daha bir ile atanmadı, merkezden emekli edildi...
Sebgetullah Seydaoğlu'nun konuyla ne ilgisi var derseniz...
işte o günlerde, henüz olaylar tam anlamıyla yatıştırılamamışken TV'ye çıkmıştı Diyarbakır milletvekili... Ona "Siz bölgeyi iyi bilirsiniz, Türkiye bölünmek mi isteniyor, Türkiye bölünüyor mu" diye soruldu...
Verdiği yanıt işte hem kendisini hem de o dönemi zihnime kazıyıverdi:
"Yow kardeşim Türkiye qorpuz mu ki belunsin??"
O günlerin yoğun stresşnde epey bir gülmüştüm bu benzetmeye...
Şimdi bakıyorum...
O yılları hatırlayan pek az...
Yörenin insanı tam bir korku ortamında...
Operasyon yapılmadığında PKK ile sürekli olarak muhattaplar...
Eşkiya "Ver" diyor... Vermezse öldürülecek... PKK, kendisine haraç (o yıllarda vergi diyorlardı9 vermeyen herkesi işbirlikçi ilan edip öldürüyor...
Sonra devlet geliyor...
"Sen yardım ettin bunlara" diyor... Yardım ve yataklıktan haydi içeri...
Şimdi güneydoğu'nun, güneydoğulunun bu realitesinden uzakta kendi kendine her kürdü potansiyel PKK'lı ilan edip "Kürtler aslında yoktur" meyanında laflar söyleyenlere bakıyorum...
Onca hengamede sahip çıkamadığımız için terör örgütünün kucağına itilen; beyni yıkanan gençlerin anti tezlerine bakıyorum...
Sadece nefret görüyorum...
ayrılık görüyorum...
Resmi olarak olmasa bile fiili olarak "bölünmüş" bir ülke görüyorum...
Çok zor kuruldu bu ülke gençler...
Öyle yakın tarihini bilmeyen üç beş hanzonun iki tuşa basarak satamayacağı kadar büyük bir ülkedir bu ülke...
Önce toplumsal barış... Toplumsal barış sağlanmadan terör örgütüne verilen desteği bitirmek mümkün değil...
Taraflar, tarih boyunca yaptıkları yanlışların muhasebesini yapıp yarınlara umutla bakan bir nesil yetiştirmek zorunda...