iri, güçlü, kimyasal yalanlar dökülüyor yürüdüğüm sokaklara... Amacı ne sevindirmek ne de üzmek olan yalanlar. Kimsenin sırtını ağrıtmayan, kimsenin mumlarını yatsıya kadar yakmayan yalanlar. Biraz önce bir falcıdan çıktım. Sol avucumda yalan, sağ avucumda seni gördü: Elimi ona uzatır uzatmaz, birkaç iyi dilek yuvarlandı yere. Hani şu "kendine iyi bak" , "lütfen mutlu ol" sözcükleri...*