din kitlelere inmiş bir manevi inanış bütünüdür. dünya üzerinde inanılan hiçbir dinde; allah tarafından devlet ya da kavimlere ''kendi dininizden lider seçin'' şartı koşulmamıştır. çünkü din şahsın özelidir ve her koyun kendi bacağından asılacağı için, din sadece kişiyi enterese eder. devlet sadece yönetenler topluluğudur. bunların için de farklı inanış mensupları olabilir. yani müslüman bir ülkeyi bir yahudi lider, budist bir ülkeyi bir müslüman yönetebilir. bu tüm dünya da kabul görmüş bir savdır. savdan öte sentezdir. çünkü inanılan tüm dinler de, yaratan güç halklara eşitliği, hoşgörülü olmayı, adil yönetimi emreder.
yani müslüman bir ülkeyi adalet ve refah içinde yöneten bir musevi lider yüzünden, allah o ülkeyi helak etmez ya da o topraklar da ikamet edenleri cehennem ile cezalandırmaz. bunun en büyük örneği osmanlıdır. 3 kıtaya hükmeden bir imparatorlukken, birçok farklı inanışı koynunda beslemiş ve hepsinin hayır duasını almıştır.
fatihin istanbulu fethine yakın bir zaman da, baş psikopos ''constantinapoliste bizans miğferi yerine, osmanlı kavuğu görmek isterim'' demiştir. işte burda olay kırılmaktadır.
allah, din, kitap, islam deyip, çalıp, soyup, milletin anasını ağlatan bir müslüman lider yerine, adil, hoşgörülü, demokrat ve laikliğin ne olduğunu bilen bir ateist lider çok daha makbuldür. işte devletin dini olmaz sözünün en iyi indirgenmiş versiyonu da budur, bunu da anlamayana sivrisinekler incesaz ekibi yollanmalıdır...