kendimi katık yapıp sönmüş sokak lambaları altındaki orospu çocuklarını yargılıyorum,
parmaklarımı hızlı oynatamıyorum, hayatın sırf benim için yarattığı üşengeçlik damarlarımda kol geziyor,
gördün mü dostum? belki sadece bakmakla yetindin, deyimi yerinde kullanma mizanseni misafir geldi bana,
bi sigara daha söndürdük, ardına farklı markaların eşit harmanı olacak kırıklarımızı ekledik,
ben yine senden bi' haber yazmaya devam ederken,
bir sigara daha sardık, dönüş açısına kurgulanmış hoş be hoş muhabbetleri izledik,
gözlere yalansız takılmak dumanı anlamlı kıldı ve hakkını verdi yaşananların,
büyüsünü yitirmemiş televizyon süsü pempe kurdaleni şehrimin en görkemli denizine emanet ettim,
hergün üstüne bastığım anıların bana bakan durumu aklımda, oturduğun iki üç satırlık merdiven taşı,
sırtından denize vuran bir galata çığlığı tanıdığım en karanlık resimde senden arta kalanlar.
bu aralar seni dost çizdim ruhuma sevgili, sevgili mi?
gördün mü dostum!