her ne kadar amerika'nın ortadoğu için planlanmış bir oyunu olsa da orada masum insanlar ölmüştür. hiçbir şeyden haberi olmaksızın her günkü rutin işlerini yapmak için oraya giden binlerce insan.. ben mi abartıyorum bilmiyorum ama o günkü insanların ruh halleri gerçekten de içler acısıydı. ağbim 2. uçağın çarptığı an oradaydı yani orada derken ikiz kulelerin birkaç bina* ilerisindeydi. kulelerin pekte yakınında sayılmazdı fakat biz istanbul'da olanları duyar duymaz direk nerede olduğunu değil, kulelerin içinde olduğunu varsaydık ve kıyamet senaryoları ürettik ailecek. hatta annem kendini çok kaptırmıştı, ilk başta ağbimin öldüğüne inanmıştı. tabii daha sonra telefonla kendisine ulaşınca bütün aile bir rahatladı. neyse, ekşisözlük'te olayın yaşandığı gün yapılan yorumları okuyunca çok şaşırdım. bazılarında bir sevinç, bir neşe. ne oluyor şimdi? bir ülkenin yaptıklarını o ülkenin sivil vatandaşlarının ödemesi çok mu adil bir şey? kimse o acıyı içinde olmadıkça yaşayamaz. "öldü mü, kaldı mı, noldu?". o an içinizde olan o belirsizlik var ya.. sadece yaşananlar olarak hiçbir zaman unutmayacağım ve unutturmayacağım bir olay, bir gün. dün akşam da nereden aklıma geldiyse hürriyet arşiv'den 11 eylül 2001 günü manşetlerini okuyup nostalji yaptım. biraz hüzünlenmek istiyorsanız da alın izleyin: http://www.youtube.com/watch?v=ulzalcvcxuu&feature=related