Sevgiliyle evde yalnız kalmak, olması için gece gündüz dua edilen bir durum dur..
Yaş on sekiz, mevsim bahar. havada aşk kokusu var, vakit öğle sonrası, vaktim var sinyali gelmiş. kudurası bir istek var her yerini kaplayan. boru mu bu, vakti var ulan vakti var. izin almış çalıştığı yerden. evde anne var, gitmesi gerek, ev boşalmalı, gitmesse olmaz. Erkeklik annem evde demek değil, annemi evden savdım, hadi gel demek. düşünmek için vakit dar, ne denir , ne yapılır, çalış kafam, çalış ulan hıyarağası. Bul birşeyler..
-Anne teyzem çok hastaymış, biraz önce kuzeni gördüm o söyledi. hatta 2 gün evvel hastaneye kaldırmışlar, ama bu gün biraz düzelmiş evdeymiş. ama hiç merak etmesin dedi.. allahtanda ümit kesilmezmiş. Bu gün olmasa bile üç - beş gün sonra ayağa kalkarmışşş.. Üzülmeyesin diye sana haber vermemişler.
Manto giyildimi, giyilmedimi, vallahi hatırlamıyorum. Soru yok, sual yok, yorum yok, üzüntü, yok ( belli değil ) Duydumu son kelimeleri ( belli değil ) . yalnız yemeğin altını yarım saat sonra söndür...
Zafer kazanan Napolyonum ulan ben, vendi, vidi, vici , demedim ama zafer kazanmak için illada vendi, vidi, vici demek lazım gelmezki. Zafer dediğin nedir ki buda bir zafer, ev boşalacaksa, işte boşaldı, sevgili gelecekse , işte geliyor,
- Alooo tamam güzelim ev boş, atla dolmuşa gel. Yok taksiyle gelme, daha haftalığı alamadım. Para yok..
Ne mutluluktur ve ne harikadır, Ulan afferim bana, ulan bravo, ulan amma akıllıyım be, valideyi şutladık, ev serbest, hey yavrum hey, allah verdimi kuluna, böyle vermeli fırsatı, valide ne zaman gelir bilinmez, hele teyze biraz öksürürse orada bile kalır, gerçi sevgili pek kalamaz gece mece ama olsun, o paydos vaktine kadar benim,. ona istediğim gibi dokunabileceğim, öpebilirim, saçlarına dokunabilirim, gözlerine bakabilirim, teninin olmayacak yerlerine bile elleşebilirim, hatta kandırabilirsem, güzel bir masaj bile yapabilirim. ve o zaman erişilemez, dokunulamaz yerlerine de dokunabilirim. sırtına bir öpücük bile olabilir. olurmu ?? olabilir, neden olmasın, masum bir öpücük..
Geçmeyen dakikalar, tik tak, tik tak. Ya bu kız nerde kaldı. tam yarım saat sonra gelebildi, ya kızım bütün Bursayımı dolaştın, üç dolmuşla geldim diyor, burdan geçen dolmuşlar hep doluymuş. Ya, durdur dolmuşu, çek kolundan kapı tarafında oturanı, yürü de şoföre. Beceriksiz. Her geçen dakika altın kıymetinde, hatta altın değil, pırlanta, kaybetmeye gelmez.. Ama nerde onu anlayacak zeka, böyle bir durumda ayakmı sürünür, koş kızım koş, fırsat bu fırsat. Bir daha böyle fırsat nerde çıkar, yüz yılın bir başı, olay, olay, olay...
geldi, gizliden içeriye aldım. ne güzel, oturduk, aman iyi, aman güzel... -saçlarında pek ipek gibiymiş, nasılda güzel kokuyor. Yok dedi iğrenç, - allah allah neden bana pek iğrenç gelmedi.. Her tarafı ağrıyormuş, olsun dedim ben bir masaj yaparım allah seni inandırsın, birşeyciğin kalmaz. Turp gibi olursun
( allah kahretsin, ulan şimdi zamanımı ağrının sızının yuh olsun kainata. Her dokunulan yer çok sızı veriyormuş)..
Vah vah vah ağrı ilacı vereyimmi. ?
( Ulan kadere bak lanet olası )
- ya boşver hiç mühim değil, mühim olan beraber olmak. Oturur sohbet ederiz, anlatır güleriz.
( Allah kahretsin ulan biz bu kızın heryerine elleşmeyecekmiydik, ulan bunu koklamayacakmıydık, ulan tenimiz tenine değmeyecekmiydi, şimdi bu neyin nesi. Ben buna masajı şimdi yapmayacaksam, ne zaman ve nerede yapacağım. Hani öpecektik ne güzel, ohhh mis gibi diyecektik, saçların da ipek gibiymiş diyecektik. )
Kader ulan ben sana ne diyeyim, sen ne bela birşeysin ki beni böyle dım dızlak ortada bıraktın.. Anlaşmamız bu muydu. Tüm ümitlerim anında söndü..
