atatürk ün cumhuriyetin en önemli düsturu haline getirdiği ve cumhuriyetini bu sağlam temel üzerine kurduğu gerçek bir destandır aslında.
atamızın egemenlik hakkını, hakkıyla ve şanıyla teslim ettiği türk milleti maalesefki sadece yaşayan bireyler, belli bir zaman kesitinde yaşayan ve egemenlik hakkını dilediği gibi şekillendirmesi gerektiği savunulan sınırlı ve zamanlı bir halk algısına indirgenmiştir.
oysaki atamız cumhuriyetimizin temel nizamını ortaya koyarken, egemenliği türklük şuur ve ödevi ile türk adını şanlandıran zamansız ve mekansız bir fertlik bütünlüğüne teslim etmiştir.
yani, türk milleti sadece nefes alan bireylerle sınırlandırılamaz.
türk milletinin bugün ruhu ve bedeni ile yalçın dağlar gibi güçlü ve dimdik yaşayan fertleri olduğu gibi, zamanın ötesine geçmiş, bedenlerinden sıyrılmış milyarlarca güneş yürekli, kainat idrakli ferdi vardır.
türk halkı, millet algısı bilerek ve maksatlı olarak aşındırılmış, hainler tarafından yanıbaşındaki millet fertlerini, duyamaz, göremez, algılayamaz hale sokulmuş bir halk görünümü sergilemekte ve hainlerin diline doladığı egemenlik hakkını savunurken aslında türk milletinin egemenlik hakkını hiçe sayarak, türk milletinin en asil fertlerinden olan sayısız türkü, geçmişin gölgelerine prangalayarak, milletinin gerçeğini inkar etmektedir.
atamızın, türk milletini tarihin tozlu sayfalarına gömmek isteyen zalim ve açgözlü milletlere karşı anadolu türk halkı ile verdiği ölümcül mücadeleyi takiben kurduğu türkiye cumhuriyeti devleti, türk milletini yaşatmak misyonu ile türkün dünya üzerindeki son kalesidir.
atamız, dünyaya yayılacak olan türk harsı ve türklük ülküsü için, diriliş pınarı olarak nizamladığı türkiye cumhuriyetini, halkının yaşam kaygısı ile, gerçek yolundan saptıracağı basit ve proğramsız bir uydu devlet olarak bize emanet etmemiştir.
bugün, güçsüz ve hedefsiz adlettiğimiz, diğer milletler önünde boyun eğdirdiğimiz, adını yanlış koyduğumuz türk milleti değil, maalesef, güçsüz, hedefsiz, şuursuz ve boyun eğen türk halkıdır.
bu sefil gerçeğimize karşı hala ulu bir çınar gibi kök saldığı geçmişinden, yemyeşil dallarını semaya uzatan türklük ağacını, diri ve güçlü kılanlar, vazife sırası boyunlarının borcu olan türk halkı değil, vazifeleri bir türlü bitmek bilmeyen türk milletidir.
işte o milletki, egemenlik hakkını kayıtsız şartsız elinde bulundurandır.
yoksa, zannedildiği gibi türklüğünden bihaber, yenilgiyi ve esareti kabullenmiş zayıf ve kırılgan bir halk, egemenlik hakkının sahibi değildir.
bu hakkı gaspedenlerin, hesap soracağı dün gibi aşikar olan yüce türk milletine ne hesap verecekleri merak konusudur.
kaldı ki milletin egemenliğinin gereğini yerine getirdiklerini aymazlıkla zikrederek, vazifeden olduğu gibi hesaptanda bihaber şuursuz birer hain olduklarını bas bas bağırmaktadırlar.
bu cehaletin pençesine teslim olmuş hainleri takip eden her fertte, tarihi çoktan aşmış türk milletine aynı şekilde hesap vereceğini bilmelidir.
egemenlik kayıtsız şatsız türk milletinindir.
gaspettiğiniz egemenlik hakkını biran önce asıl sahibi olan türk milletinin asil fertlerine teslim ediniz.
