görme kalitesi olarak gözlükten çok daha iyidir. gözlükte illa odak noktasından bakmanız gerekirken lens sizin gözünüz gibi davranır. iyi temizlenmediği halde deforme olur ancak o zaman görüntü kalitesinde düşme meydana gelir.
daha önce hiç lens kullanmayan insanın ilk lens takma deneyimi de acayiptir. tek göze 45 dakikada gözyaşları eşliğinde takabilen insanlar vardır benim gibi. zamanla kaşar olursunuz bu konuda ve oturduğunuz yerden bile takar çıkarır olursunuz. ilk kez lens takan insan ilk zamanlarda memnun olmayacaktır. e tabi bünye bu kabul etmesi zordur ama ona da alışacaktır.
lens kullanan insan için ızdırapların ızdırabı bir konu varsa o da lens batmasıdır. gözünüz kanlanır, gözünüzü açamaz hale gelirsiniz. gözyaşları da cabasıdır. genelde olmadık yerde ve hiç olmaması gereken zamanda batar lens. yanınızda solüsyon yoksa ne yapacağınızı şaşırırsınız. eve onu sağ salim ulaştırabilmek için uygun ortamı nasıl sağlarsınız onu düşünürsünüz. bu ortam ya dibinde su olan pet şişedir ya da temiz bir peçete içidir.
lensler genelde aylık önerilir ama aylık kullanana henüz rastlanmamıştır. bu süre uzatılabildiği kadar uzatılmaya çalışılır. lens göze batana kadardır bu süre ve 2-3 ay gibi bir sürede batma olayı da gerçekleşir. lens batmasına hazırlıksız yakalanmak en kötü şeylerden biridir. gözünüzdeki lensler son lensleriniz ve süresi geçmişse eğer bir de yeni lensler almadıysanız etmediğiniz küfür kalmaz. "ulen zaten bugünlerde doktora gidecektim alacaktım lens, ne olurdu bir kaç gün daha idare etsen" tarzı serzenişleriniz olur. ama yersizdir. çünkü lens kullanan insan illa ki batmayı hissetmelidir birşeyleri yapmak için. lens kullanan insan eğer şanslı ise numarasına uygun lensler 1-2 güne bulunur ve gözlüklü periyodu birkaç günle atlatır. bir ay lens bekleyenler de vardır. onlar için göz doktoruna gitmemek kaçan otobüsün ardından bakıp keşke evden 1 dakika erken çıksaydım mantığıyla eşdeğerdir. bu arada lens kullanmayan insanda lenssizliğe nasıl dayanacağını düşünür durur.