* depreme dayanıklı derken tabiiki şiddeti 6 ve üstü olan ve yıkıcı deprem sınıfına giren depremlere dayanınklı yapılardan bahsetmek gerekir. çeşitli deprem kuşaklarına ayrılmış olan ülkemizde her bölgede inşaa edilecek yapılar için gerekli şartnameler bellidir. bunların dışına çıkılamaz.
fakat genel bir tablo çizecek olursak, inşaat mühendisleri depreme dayanıklı yapı tasarlarlar. kıyamet gününe göre değil. yani aynı anda depreme, sele, fırtınaya ve yangına maruz kalacak bir bina tasarlanmaz. etkilerin her birinin ayrı zamanlarda etkidiği kabul edilerek hesaplar yapılır.
ayrıca büyük bir depremin olma olasılığı da 2007 Mayıs yönetmeliğine göre "50 yılda bir" olacak şekilde hesaplanır. yani bir 17 ağustos ve 12 kasım depremleri gibi yıkıcı depremlerin 50 yıldan az bir sürede peşpeşe meydana gelme olasılığı çok düşüktür.
bu yüzden depreme dayanıklı binalar asla bir kıyamet günü sığınağı değildir. yapılan bütün hesaplar ancak ve ancak çok doğru bir yaklaşım verebilir. ne olursa olsun kimse "bu bina yıkılmaz" diyemez. "yapılan hesaplara göre yıkılmama şansı şu kadardır" denilebilir.
siz projenizi ne kadar düzgün çizerseniz çizin uygulamada işler karışırsa o zaman kötü sonuçların doğması kaçınılmaz olur. siz döşeme donatılarını 10 cm de bir atılacak şekilde projelendirirsiniz. bir bakarsınız ki adam 15 cm de bir atmış hem de daha düşük çaplı bir donatıyla. yani adam size bir firavunmuşsunuz gibi devasa bir mezar inşaa etmekte.
sonuç olarak hiçbir yapı depreme karşı tam korunaklı değildir.
