evet, evet tam manasıyla reyistir. elin gavurunun 17.-18. yüzyılda düşündüğü şeyleri, ibn haldun 13. yüzyılda keşfetmiştir. her kavramı ve her tespiti modern bilimin şuanki önerileri ve kuramlarıyla bağlantılıdır. bana göre, 13. yüzyılda yaşayan bir 21. yüzyıl dehasıdır.
"umran" kavramını ortaya atarak, saint-simon'dan 400-500 yıl önce sosyolojiyi kurmuştur. tabi, bu çoğu zaman görmezlikten gelinir. üzücüdür ki; elin gavuru ibn haldun'la bizden daha fazla haşır neşir olmuş. onun üzerine daha çok düşünmüş ve kafa yormuştur.
"asabiyet" kavramıyla günümüz milliyetçi anlayışına temel olabilecek bir görüş ortaya atmıştır. lâkin şuanki milliyetçilik ve ulus-devlet anlayışı islâm'ın öğretileriyle taban tabana zıttır. ibn haldun daha çok aşiretler arası işbirliği ve dayanışmadan söz etmekteydi.
elimizdeki en önemli eseri 2 ciltlik mukaddime'nin, sadece bir mukaddime olduğunu düşünürsek bu adamın hudutları daha net anlaşılır. yani bu önsöz, onun asıl kitabının(dünya tarihi) bir başlangıcıydı sadece. eğer o eseri yazabilseydi karşımıza çıkacak yapıtın boyutları ve ilmi etkisini varın siz hesaplayın.
modern yüzyıllarda yeni yeni icat edilen metodları ibn haldun yaşadığı yüzyılda bulmuş ve hatta kullanmıştır.
reyistir kendisi.
toynbee adlı gavur bile onun dehasını itiraf etmekten kendini alamamıştır:
"Mukaddime'deki tarih felsefesi, nevinin en büyük eseri. Şimdiye kadar, hiçbir ülkede, hiçbir çağda, hiçbir insan zekâsı böyle bir eser yaratmamıştır"
cemil meriç'in dediği gibi dostlar:
"ibn haldun, ortaçağın karanlık gecesinde muhteşem ve munzevî bir yıldız; ne öncüsü var, ne devamcısı. Mukaddime, çağları aydınlatan bir fecir, girdapları, mağaraları, zirveleriyle."