cevabını bilenin verdiği, yanlış bilenin de inatla yanlış cevapta direttiği bir sorudur.
herhangi bir dilden örneklersek;
zambiyacanın dil bilgisi kurallarını ve dilin öğeleri olan harf ve kelimelerin telaffuzlarını öğrenmiş bir zevat düşünelim, zambiya lisanında yazılmış bir eseri eline alır ve zambiyaca bilen ve bilmeyen bir grup önünde gayet düzgün bir şekilde okur.
zambiya dilini bilen zambiyalılar dışında kimse ne dediğinden hiçbir şey anlamaz ama kimse de okuyanında kendisi gibi olduğunu idrak edemez.
konuşma sonunda, zambiya dilinde bir konuşma dinledikleri için memnun olan zambiyalılar konuşmacıyı alkışlar.
bu atmosferde, konuşmadan ve konuşmacıdan hiçbir şey alamamış olan diğerleri de konuşmayı değil ama atmosferin zorlayıcılığıyla faaliyeti alkışlar.
konuşmacı ne yapar biliyor musunuz?
ne kadar güzel ve anlamlı konuştuğunu düşünerek, anlamını bilmediği bir dilin, hiç anlamadığı fikriyatını ne kadar güzel anladığı ve anlattığını düşünerek gururlanır.