evvelki gün benzer bir olayda polisler üç, dört kez savcıyı arayarak nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgisine başvurmuşlar. öğrenciler hala direnmekte devam edince savcı 24 saatlik gözaltı süresinden sonra ifade için savcılığa getirilmelerini buyurmuş. öğrencilerin suçları, pasif direniş göstermek; kimlik göstermemek, polis aracına binmemek için direnmek, bindikten sonra inmemek için direnmek türünden sivil itaatsizliğin muhtelif biçimleri. savcının her seferinde üstüne basa basa tekrar tekrar söylediği şey orantısız güç kullanmamaları olmuş. sonuçta öğrenciler ifadeleri alındıktan sonra salıverilmiş.
şimdi bu olay için; toplumumuzda sayıları çokça olan koyunlar; öğrencilerin direnç göstererek polisleri kışkırttığını savunurken az sayıdaki anarşistler helal olsun çekeceklerdir.
peki bunun ortası yok mu? yani polis istediğini istediği şekilde yapmalı mı? ya da vatandaşın devletin kolluk gücüne karşı kendini savunmasının sınırları ne?
diğer taraftan elbette bir yürütme yönettiği kurumlarını haklı olduğunu savunacak savunmalı da. lakin sırf muhalif oldular, haklarını dile getirmek istediler diye orantısız güç kullanan kolluk güçlerini savunurken dikkat etmeli.
netice itibarı ile böylesi yürütme beyanatları, vatandaşlık bilincinden yoksun, vatandaş haklarından bihaber insanların çoğunlukta olduğu ülkelerde olur. öyle ülkelere ise literatürde ananas cumhuriyeti bile demiyorlar artık.