daha ironik olanı için "türkiye'yi sevmeyenin, türkiye'de ne işi var?" şeklindeki soru cümlemizi ortalığa saçabiliriz.
neymiş efendim "bir osmanlı padişahı, dört evliyaya eşit" imiş. o halde hemen içler-dışlar çarpımı yapıp, ebob ve ekok alalım, onun da mutlak değerini çıkartırsak bir osmanlı padişahını "peygamber" yapmak işten bile değil. hayır, osmanlı'yı sevmiyor değilim açıkçası. ve bilhassa kuruluş dönemine ayrıca hayranlığım olduğunu belirtmek isterim. ama osmanlı'yı "sevmek" için "bir padişahın, kaç evliyaya eşit" olması türünden fetvalara gerek yok ki. evet osmanlı padişahlarının, hemen hepsi de bilgili, kültürlü, maneviyat sahibi olan adamlardır. kimilerinin pek beğenmediği cem sultan dahi tarih sayfasında "haysiyetli" bir adam olarak yer etmiştir kendisine. en azından benim gözümde diyeyim bu noktada. ama dört evliya ne ulan? coca-cola kapağı mı bu? "dört kapak getir; bir tabak götür" misali...
arkadaş "abartmak" konusunda ne kadar üstün, ne kadar aşmış bir milletiz biz? nasıl bu hâle geldik onu da anlamıyorum ya neyse...
şunu da belirteyim aklımdayken birisi çıkıp da "atatürk, dört evliyaya eşitti" dese, öyle bir gaflette bulunsa ne allah bırakırdı adamda bizim şakolar, ne kitap... ama mes'ele, devlet-i ali olunca götlerinin duyarlılığı da farklı işliyor. örneklerden biliyoruz vesselam...
not: cem sultan'dan kastım "hanedan soyundan gelmek" anlamındadır. bilgide bir yanlış anlaşılma olmasın sonra...