Merak edilen bazı sorulara da yanıt olmak üzere, bekaretle ilgili bazı teknik bilgiler vermek istiyorum; Türkçe sözlükte "bakir" kelimesinin karşılığında şu açıklama yer alıyor; El değmemiş, bozulmamış, temiz kalmış. Sözlüğe göre, "bakire"; kız, kız oğlan kız, "bekaret" ise kızlık, el değmemişlik demek. Yani, "bakire", en basit açıklamasıyla, cinsel ilişkiye girmemiş kız anlamını taşıyor.
BEKARET ve EVLiLiK
Bekaret bu toplumda kadınların en önemli sorunu. Ta çocukluğumuzdan itibaren, bize belletilen en önemli değer. Herşeyden önce, evlenebilmek için bakire olmak zorundasınız. "Evlenilecek kız" statüsü oldukça önemli bir statü ülkemizde. "Hafif kızlar" bu statüye kolay kolay geçemezler. Dolayısıyla, kızlar bekaretlerini her an korumak zorundalar. Bunun için de evlenmeden önce kesinlikle cinsel ilişkiye girmemek gerekiyor. Yani o klasik tabirle, "el değmemiş" olmalısınız. Asla tartışılmayan bu dogmaları, "takıntı" haline gelmiş bu yerleşik ahlak kurallarını didik didik tartışmayacağız tabii ki.
Bu takıntının suçunu, sadece erkeklerin üzerine atmakla da, bu tartışmayı noktalayamayız. Bekaret bir toplum değeri. Elbette öncelikle erkeklerin talebi. Ama erkeklere "öğretilen" bir değer. "Evleneğin kız bakire olmalı" diye bir kuralı onun kafasına kazıyor toplum.. Atalarından, ailesine geçen bu geleneği sorgulamıyor ve evleneceği kızda ilk olarak bu özelliğe öncelik tanıyor.
Büyük şehirlerde artık o sahneler yaşanmıyor ama Anadolu'da yaşanan gerdek gecelerinde, adeta bir törenle tescilleniyor bekaret. Bu yüzden ilk geceyi "özel" yaşamak da mümkün olmuyor. Bazı köylerde, gerdek sonrası erkek tarafına, "kanlı çarşaf" gösteriliyor ve kızın namusu böylece tescil ettiriliyor. Bu çağda, gerçekten dehşet bir manzara ama Anadolu toplumu bu tabuyu yıkamıyor. Bunların, eğriliği ya da doğruluğu noktasında daha fazla söz sarf etmek bu sayfalarda anlamsız aslında..