çok eski zamanlarda kayseri'de; zeki çocukları ticaret için yetiştirler, sosyal olmayanları ise okutmaya çalışırlarmış en azından memur olsunlar diye. bu ziyniyetin bir kalıntısı olan fikirdir.
hatta bununla ilgili güzel bir fıkra da vardır.
Mahalle ve küçüklük arkadaşları iki Kayserili uzun müddet
görüşmemişler. Her ikisi de mal almaya gittikleri büyük şehirde karşılaşmışlar. Sarılıp öpüştükten sonra hal hatır sorulup ayrıntılara geçilmiş. Hacı Osman Efendi ismail Ağaya sorar:
-Yahu ismail senin büyük oğlan ne iş yapıyor?
-Ne yapsın amucası, baktım oğlanda hafif bir yetenek , yüzde yirmi kar vererek dükkana ortak yaptım.
-ikinci oğlan ne yapıyor?
-Onda da bir şeyler sezdim, yüz bin lira sermaye verdim, karşı komşunun oğlu ile ortak yaparak ayrı bir dükkan açtım.
-Peki üçüncü oğlan ne yapıyor?
Aziz dostum, küçükte umduğumu bulamadım. Baktım ki işi yok onu da okumaya verdim. Şimdi yüksek okulların birinde okuyor.