brighton. biseksüel olduğumuzu söylerek çift kişilik odayı kaptığımız şehir. ne günlerdi lan! zor bilet bulmuşuz, gitmişiz. otel rezervasyonumuz falan da yok, indik. üç günlük açmışız gibi, sahile inmeden güzel bir törkiş kebapçı çıktı karşımıza. öküz gibi yedik. garsona halimizi derdimizi anlattık. nah yer bulursunuz, sezonun en gımıl gımıl günleri dedi. dönelim o zaman lan, okyanus görmeye mi geldik! bi publarını neyin göremeyeceğisek, s.ktirip gidelim, dedim ben. arkadaş da kebap yemeye geldik öyleyse(!) dedi. g.t olmuştum. fellik fellik otel arayacaktık. ucuzların hepsi full tebi, bi tane var şato gibin, böyle sahilin dibi hemen. burası da doludur da, soralım dedik. çiftlere verebileceğimiz bi suitimiz var dedi. suit de pahalı lan, gecelik 50 pound. hassibe dedim. ben iki gecede 100 pound bayılmam. sonra çiftmiş zaten, biz gene s.ktirip gideriz burdan diye düşündük. çıktık. gezdik tozduk. çok sevdik. döndük otele. biz aslında biseksüeliz dedik. verin o odayı bize. pasaportlara baktılar. soyadları tutmuyor. yanımdaki, hatunun bizi süzdüğünü hissedince, benim totoyu bi mıncıkladı. o an ikna oldu sanırım. neden böyle sktiriboktan bi neden aradıklarını bilmiyorum. ama işe yaramıştı. parayı da bayıldık aliminyum. ama güzel yer. ha, tanım var dimi. londra ya yakın. megabus la falan gidebilirsiniz. national express vasıtasıyla tren yoluyla da gidilir. hayat negzel vapurlar felan...