polis önünde uzun eşşek yavşaklığından utanıyorum

entry15 galeri
    1.
  1. halkın huzur ve refahıyla birlikte, güvenliğinin de devamlılığını sağlayan teşkilat jandarmayla birlikte polis teşkilatıdır.jandarma kırsal kesimlerdeki asayişten sorumluyken, polis il ve ilçe merkezlerinde görev alır. görev, yetki ve sorumlulukları, özel kanun ve talimnamelerle belirlenmiştir. iç işleri bakanlığına bağlı olarak başına buyruk bir kuruluş kesinlikle değildir. esasında 657 ye tabi oldukları için diğer devlet memurlarından pek de farkı yoktur. bir öğretmenden, bir hemşireden, bir veznedardan....

    son dönemde teşkilatın sekteye uğraması, yolsuzluklar ve halkın güveniyle alakalı sıkıntılar çokça yaşansa da, eksikliklerinin ne tür problemlere gebe olduğu aşikardır. halkın düzen içinde yaşayabilmesi, şikayetlerin uygun silsile aracılığıyla aktarabilmesini sağlayan yegane kuruluş emniyet teşkilatıdır.

    unutulmaması gereken diğer bir mevzu da, polis teşkilatını oluşturan bireylerin, içimizden insanlar olmasıdır. ara ara, görev başındayken zorluk çıkardığımız, o memurlar aslında bizleriz. mahalle eşkiyası yerine konan bu memurlar aynen bizler gibi görevini icra etmeye çalışan kişilerdir. sadece semboldür bu insanlar. devleti sembol eden semboller. devlete olan tepkinin dışa vurulacağı ağlama duvarları değildir. onlara yapılan saygısızlık ve baş kaldırı, sesi duyurmak değil, sadece karakterine haksızlık edilen insanların söz konusu olmasıdır.

    kutsiyetinden bahsedelim:
    üstüne söz söylenemyecek en kutsal mevzu, şehitliktir. bu zamana kadar şehit olmuş onlarca, yüzlerce, belki binlerce polis için bile dalga konusu yapılması yeterince ayıptır ki, molotof kokteyli, taş atmak vatan hainliğinden başka hiç bir şey değildir kanımca.

    güncel bir olaydan söz etmek istiyorum:
    tarih 15 aralık 2010. yer atina. halkın isyanı sokaklara taşmış. dükkanlar yanıyor. parlamento binaları basılıyor. sanki memleketin ahvalinden sorumlu olan kurum polis teşkilatıymış gibi, taşlar polis barikatına nişanlanıyor. el yapımı molotofların isabet noktası yine polis memurları. e sormazlar mı? isyanın kime? bürokratlara mı, yoksa polise mi? polisin bu işle ne alakası var? bu insanların suçu polislik mesleğini seçmek mi? belki üniformasını çıkarıp seninle birlikte haksızlıklara mücadele etmek istiyor o da. sadece görevi güvenliği sağlamak olduğu için mi sana düşman gözüküyor?

    başka bir güncel olay:
    tarih yine 15 aralık 2010. atina nın yandığı gün türkiye. zamanında arjantin in, ekonomik krizle kavrulurken sokaklardaki yağmacılık ve talanın izlendiği bu ülkede tek bir cam kırılmadı. övünüp durduk yıllarca bununla. devlete kızgınlığını devlete isyanla gösteren dünyaya inatla dua ederdik sadece. şahsım adına hala övündüğüm bu konuda 15 aralık tarihi itibariyle, şoka uğradım. yer türkiye nin başkenti ankara da, orta doğu teknik üniversitesi. meselenin özüne geçmeden önce, söz konusu üniversiteden bahsedelim. türkiye nin en iyi bir-kaç eğitim kurumundan olduğu yadsınamaz bir gerçek. zeki, bilgili, çalışkan bir çok insana eğitim veren bu okulun, daha nice yıllar türkiye yi ayakta tutacak gençleri yetiştireceğine şüphe yok. hakkını savunan, devletin bekasının teminatı, sesi çıkan nice genç. kendisini kanıtlamış, muhakeme yeteneği güçlü parlak nice, nice akıllı genç. ancak ortada bir yanlışlık var. sanki şaşırmış gibiler. okullarına gelen başbakanı protesto etmek için polisi dalga malzemesi haline getirmişler. tam anlamıyla rezalet. vatana millete yararlı insan olabilmek için gekdikleri eğitim kurumunda, vatanın ve milletin bekası, huzuru için çalışan polis barikatına "tek mi çift mi?" diye soran odtü lüler. çıkan arbedenin ardından polise isabet eden molotof kokteyli. sayısı bir hayli çok. öğrencilerin kafasına, sırtına, bacaklarına inen jop darbeleri... olayların sonunda, öğrenciye orantısız güç uygulandığı söylenen kötü polis ilanları. polis, bir halkın aynasıdır. halk neyse, polis de odur.
    0 ...