elbette sadece şeriatçıdır. aslında şeriatçidir. türkiyede sol paradigmanın sol kavramının birkaç ışık yılı uzağında olması üzerine geliştirilecek argümantatif yakıştırmalar, dokümanter bir tespit çılgınlığı takınmayı gerektirmeyecek kadar ortada ve üzücü bir pozisyondadır. başörtüsü, ergenekon, balyoz darbe planları ve nihayetinde referandum sürecinde türkiyedeki solcuların tabi oldukları fraksiyonu en delice temsil eden önemli bir grubunun aslında elitperest, tahakküm sevdalısı, faşistler topluluğu olduğunu yakinen görmüş olduk. adeta turnusol görevi gören bu süreçler türkiyede sol seküleri temsil eden insanların general taşağı, demokrasi düşmanı, özgürlük karşıtı birer zavallılar yığını olduğunu ortaya çıkardı. kürt sorununa dair elle tutulur bir önerileri dahi olmamasını bir kenara koyalım, en faşist partilerden daha kör bir siyaseti ellerine almış olmaları bile solla yanyana bile duramayacaklarını göstermiş oldu. kılıçdaroğlu türk solunun klasik mayışmışlığını bertaraf edip üzerindeki ölü toprağından arındıracak bir müjdeyle geldi ama elindeki üç beş saçma kağıtla akp nin götünü şimdi yaktım halet i ruhiyesiyle basın toplantısı düzenleme hastası bir yolsuzluk dedektifine dönüştü.
bunlardan ziyade dünyanın kaç ülkesinde elit kesimin savunduğu bir sol parti var acaba? kaç solcu parti seçimlerde ülkenin zengin yerleşim yerlerinden türkiyede olduğu kadar oy alabiliyor? dünyanın kaç solcu partisi yaşam standardı ve sosyal statüsü itibariyle sola oy vermesi elzem bir karakterisik yapıya sahip olduğu halde ondan nefret eden insanlara açılmakta güçlük çekiyor? kaç solcu partinin arkasında ülkenin en zengin medya patronları, sanayi devleri, holding patronları, ekonomi oluşumları var?