öncelikle türkiye "müslüman ülke" değildir. islamın hangi şartı türkiye'de yerine getiriliyor ki? şeri yönetimin olmadığı bir devlet islam devleti olamaz. dolayısıyla bu "türkiye müslümanlığın en iyi yaşandığı ülkedir" safsatalarını bir kenara bırakalım; hadi eğri oturup doğru konuşalım. türkiye, "elhamdülillah müslümanım"dan sonra "kalbim de temizdir evelallah" diyen karaktersizlerle dolu, nitekim onlar müslümanlığın getirilerini kalplerinin temizliği karşılıyor sanarak kendilerini avutup milleti oyalama çabası içindeler. %70ini bu tip müslümanların oluşturduğu bir ülke nüfusunun %90'ı müslüman olsa kaç yazar? kimlik müslümanlığı ile gerçek müslümanlığı birbirine karıştırmayalım.
ikinci olarak, müslüman bir devletin yöneticisi de müslüman olmalıdır. çünkü halkların başına gelen yöneticiler onların hakettiği yöneticilerdir. eğer müslüman bir devletin devamı niteliğindeki "laik" devletin başına dini belli olmayan bir adam geliyorsa, halk bunu haketmiştir.
buradan şu sonuç çıkıyor; sözkonusu adam, müslüman bir devletin ateist yöneticisi değildir. dini çalkantılı bir devletin dini belirsiz yöneticisidir. insanların akıllarını karıştırmış, dinden derlemeler yaparak müslüman olanları, laiklikten ve çağdaşlıktan dem vurarak da ortaçağ zihniyetinden etkilenmiş batı yetiştirmesi ilericileri etkilemiştir ve bu sayede başa geçmiştir. kısaca şunu diyebiliriz ki, o adam ateist olsa da iyi bir siyaset adamıdır, herkesi kendine göre kullanmayı başarmıştır öyle ki öldükten bilmem kaç yıl sonra bile hala onu anan, hakkında bilgi sahibi olmadan kör kütük savunmaya geçen cahiller bırakmıştır. neyseki o küçük kısmı oluşturan müslüman halk onun göz boyamalarının farkına varmıştır. eh bu da bize yeter elhamdülillah.
tanım: boş kümedir. öyle bir ülke yeryüzünde hiçbir zaman olmadı, olamaz da.