anılarını dinleyecek o kadar çok zamanım vardı ki dedeciğim...
birbirimizi yiyeceğimiz, gülüşeceğimiz,, yemek yapmak, fıkralar anlatmak, torunlara takılmak, bahçede uğraşmak için o kadar zamanımız vardı ki... nefesim kesildi biliyor musun senin öldü haberini duyduğumda, yutkunamadığım en acı haberim sendin... babaannemin yanına gidemiyorum, senin o koltuğunu boş görmeye dayanamıyorum, 'canım yavrum gelmiş' diyişine öyle ihtiyacım var ki... çiçekler tuttu dedeciğim mezarına diktiğimiz, babam çok da güzel bir mezar yaptırdı sana, dedem görseydi buna çok kızardı dedim ama dinlemedi, sana hayattayken yapamadıklarını bu şekilde yapmaya çalışıyor sanırım, besmele çekmeyi beceremeyen babam, yasini hatim etti, gidişin bizi olup olmadığı arasında ikilemde kaldığımız herşeye kuvvetle bağladı, sanırım teselliyi bunda buluyoruz... mezuniyetime çok az zaman kaldı, hani balomda kavalyem olacaktın... gitmesem diyorum şimdi, kiminle valsedeceğim... öyle cok zırvaladım ki senden sonra kağıtlara, beceremediğimi kabullenememeyi bile henüz kabullendim.
yüzümde bir gülücük olarak kalmanı çok isterdim ama hala göz yaşımsın dedeciğim... seni her dakika çok özlüyorum...