çobanın biri allah'a durmadan dua edermiş:
"allah'ım sana koyunlarımın en güzelini seçeyim, onu bir güzel pişireyim. sonra bir de bol tereyağlı pilav kavurayım; içine de o eti koyayım. sen de afiyetle ye."
günlerden bir gün, dervişin biri görmüş bu adamı, bu şekilde dua ederken. adama kızmış. "sen nasıl insansın? allah'la böyle konuşulur mu?" diye. adama "böyle böyle dua edeceksin." demiş. adam zorlanmış fakat, öğrenmiş nitekim etmesi gerektiği şekilde dua etmeyi.
allah(c.c) buyurmuş o dervişe:
"sen o kuluma öyle dualar ettin ama o, bana dua ederken zorlanıyor. diğer şekilde ettiği dua bizim katımızda daha makbul olanıydı. çünkü içten gelerek, saf bir niyetle yapıyordu." diye. ertesi gün derviş, çobanı bulup; "aynı şekilde dua et." demiş.
önemli olan, niyettir. allah'ı kendine yakın hissetmen ya da hissetmemenle ilgilidir.