aslında mantıklı, değil mi?
bir engelli olarak söylüyorum;
evet! tecavüzü seviyorum, bayılıyorum.
istiyorum ki;
ben elimi kolumu kımıldatamazken allah vergisi misali, dermanım yokken, gözümün feri rüzgarda dalgalanan mum alevi misali,
gelsin bir kara atlı prens, alsın içimdeki zar zor hayatta tutabildiğim hayat alevini...
bir engelli olarak söylüyorum;
yok ağlayacak duvarım, yok! ulaşamıyorum. engellerimi aşamıyorum, bir duvara ağlayamıyorum...
tek duvarım içimde, ancak içime ağlayabiliyorum ıslak gecelerin, nemli gündüzlere inat ıpıslak ve bir o kadar soğuk dokunuşunda engel koyulmuş bedenime, içime;
içime ağlayabiliyorum...
buna yetiyor gücüm,
sadece buna...
evet istiyorum!
içimde üşüyen titrek bir ruhun son nefesini alacak azraili istiyorum,
istiyorum o tecavüzcüyü...
sadece korkum;
çocuğum olursa!
ya çocuğum olursa diye korkuyorum...
ancak buna da çözüm buldu ya engelsiz engelliler.
teşekkür ederim...
bir engelli olarak söylüyorum bunları; sevil çağlar ve bu uygulamaya destek veren herkese sesleniyorum içimden avaz avaz bağırırcasına, sessizliğimin sağır edercesine bir ses tonunda;
sizi de aramızda görmekten onur duyarız...
istemediğiniz bir tenin teninize izinsiz dokunuşunda teninizin çığlığını duymak isteriz...
evet engelleri kaldırıyorsunuz.
ancak biz engellilerin engellerini değil,
biz engellilere tecavüzün önündeki engelleri...
oysa ne kadar çelişkili değil mi?
engelliler adına, bir engelsizin engelli fikirleri ile biz engellilerin içindeki hayatın sönmesi...
bir engelli olarak söylüyorum bunları;
sadece bir engelli...