"olmak
ya da olmuş gibi göstermek herşeyi
keşke olsaydı demekten
başka çare kalmamış"
mısralarını içeren bir de şiiri vardı yanlış hatırlamıyorsam,bir albüm kapağına koyduğu...
iyidir yaşar kurt, bizdendir.. .lise yıllarında walkmanlerle tanışılır ilk yaşar kurtla; seni öldü sandım ruhum diye diye gri lise günlerine çizikler atılır, onsuz yaşamaya alıştırırlar zira, "özledim" dersiniz, galiba...sonra korku vardır savaşın,yokluğun,silahın, öldür yankısının o en keskin yerinden bıçak gibi geçer yaşar'ın sesi, oyuna gelirsiniz, kapatırsınız televizyonu, sizi de kandırmasınlar diye... sonra kamyonlar gelir geçer içinizden, siz hep onu düşünürsünüz, oysa yollar asfalt kabullenmelerin, beton kayboluşların adreslerine çıkarken, küçük bir kuş kadar hür sanırsınız kendinizi. sonra lise biter, üniversitenin soğuk kapılarıyla yüzleşildiğinde hafiften unutulur yaşar kurt, yeni ufuklar, nu metal gruplar, korku isminin geçtiği yerlerde (bkz: gitarı eline alanın söylediği şarkılar) şeklinde küçümsemeler başgösterir. ama yaşar hep aynıdır. o hep aynı yalnız, düşünceli, melankolik adamdır taksim'in izbe barlarında, hep aynı yalnızlıkla alışamaz o bin yıldır yaşadığı kente, zaten kal diyeni de yoktur, böyle olsun istemez o da, yaşar inadına...