sayfa sayısını bile hatırlayamayacağınız kadar sürükleyici bir kitaptır.
bir aşk romanı değildir!
sağır'ların, baba'ların olduğu, öğrenci ve işçi hareketlerini, aydınlarını, dönemin siyasi çelişkilerini ve aradaki (b)ağları çok güzel mesajlarla okuyucuya veren kitaptır.
anlatılan kadın-erkek ilişkileri vardır.
yalnız; Kenan'a acımak, onu yüceltmektir, oysa o bir zavallıdır.
kitapta anlatılan ilişkide gördüğümüz; bu tür 'küçük burjuva'lığın nasıl içimize işlemiş olduğudur. Bizi bu kitaptan kopartamayan şey kendimizi görmemizdir. Kenan'a duyulan acıma hissi, onun gibi bir aşk yaşama isteği, özenmesi, kendimizi aklama çabasıdır. içimizde yaşayan bu sistemle yüzyüze gelmektir.
Romanda yaşamamızın sebebi, karakterleri ve tüm çelişkilerini içimizde yaşamamızdır, her birini, tek tek..
ve duyulan kızgınlık; benliğinizden söküp atma çabasının rahatsızlığıdır.