boyun travması geçiren birisi olarak (2-3. omurlarda) 1.5 ay yoğun bakımda kafatası matkapla delinmiş, vidalarla kanca takılmış ve kancaya bağlı ip ile ayaklarada ip bağlayarak gerdirilmiş alçıdan bir kalıp içinde sır üstü uzanmış hareket etmeden boyunlarına şiş sokularak omurlara dayanak yapılmış, her saat rontgen çekilerek uyumadan 3 gün yatmak, hele kafatasınıza vidalarla tutturulan kancanın çıkarılması-boyun kemiklerinin sızısı ile insan köpek gibi uluyor.
daha sonra 3 ay sadece yüzüm ve kulaklarım-kollarım dışarda kalmış vaziyette kuyruk sokumuma kadar tüm vücudum alçı içinde robot gibi dik vaziyette bornova tıp fakültesinde yaşamış sonraki 3 ayda boyunluk ile gezmiş sağ el sol ayak kısmi felç olmuş birisi olarak kafamı çevirip yanımda kim var diye bakmam 8 ay sonra oldu.
tam sağlığıma kavuşmam 2 yılımı almıştı. etkisi tamamen 6 yıl sonra geçti ama soğuk havada hala sızı ve bazen karıncalanma boynumda oluyor.
diyeceğim boynuma darbeyi aldığımda hiç bir acı hissetmedim tatlı bir sıcaklık hoş bir duygu vardı. gözlerim açık herşeyi görüyor duyuyordum. yerdeyim ama sanki herşey değil ben dönüyordum. bir an havalanır gibi oldum. sessizlik vardı, sanki araba bir tümsekten geçerde içiniz bayılırya öyle bir duygu ile. adeta yerde kendimi gördüm.
birden nefes almam gerektiğini hissettim sudan çıkmış gibi derin bir nefes aldım ve sesler bağrışmalar duymaya başladım. müthiş bir sızı. lokal, sanki bıçak yarası gibi ama bağıramıyorum, sadece inliyorum.
diyeceğim ölüm eşiği buysa, ölüm şaşkınlık. öleceğiniz an acı hissetmiyorsunuz diyebilirim.
ölmek sorun değil. asıl sorun öleceğin an yaşamaya çalışmaktır.
ve nasıl öleceğin önemli.