bir tren yolculuğu sırasında ellili yaşlarının ortalarında bir çiftin konuşmasına tanık olmuştum. kadın istediği yüzüğü almadığı için genç, haris, isterik, vamp bir kadın gibi şirretçe kavga etmişti adamla. adamın haline üzülmüştüm. "bu yaştan sonra acaba yüzüğü ne yapacaksın?" demiştim. kadın bunu duymuş olacak ki, gözlerini kıvılcımlanmıştı. koltuğundan kalkıp hışımla koridora çıktı, adam da arkasından.. o an anlamıştım binyıllardır işleyen çarka çomak sokmaya kalktığımı. çark aynıydı, malzeme değişiyordu. yüzük kariyer oluyordu eğer veremezsen hakkını kaybediyordun. o adamın çok uzatmadan o yüzüğü aldığına, almak zorunda bıraklıdığına eminim. sonra ahbaplarını yemeğe çağırmışlar herkes kadının yüzüğünü farketmiştir. adama hayranlıkla bakmışlardır.. peki niye, niye amk?!