bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor dışarda. sıcak yatağımda uzanıyorum. telefon çalıyor, cmk'dan görev geliyor, çocuk şubeden bekliyorlar. söylene söylene gidiyorum.
mağdur ifade odasına giriyorum. 16'sında bir kız çocuğu. sırılsıklam... iğreti bir battaniyeye sarılmış. bir yandan titriyor, bir yandan ağlıyor. dudağı patlamış, dikiş atılmış. bir gözü mosmor. babası yok. annesi bulaşıkçılık yapıyor. abileri dövüyormuş sürekli, istemiyorlarmış evde. kaçmış evden. aynı gün bulmuşlar, bir daha dövmüşler, yaka paça evden atmışlar dışarı. emniyete sığınmış. eve dönmek istemiyorum diyor. savcının talimatını soruyorum. çocuğun iradesi doğrultusunda hareket edilsin, eve dönmek istemiyorsa en uygun yurda teslim edilsin...
polisin yüzünde iğreti bir gülümseme. yepyeni bir sayfa açıyorsun şimdi, yurtta seni bambaşka bir hayat bekliyor, hiç düşündüğün gibi bir yer değil, artık sana iyi bir hoşgeldin partisi verirler bu akşam diyor. oldu mu şimdi diyorum memura dönüp. susuyor, başını önüne eğiyor. yapacak bir şey yok diyor. başımı önüme eğiyorum. susuyorum. dişlerim birbirine kenetlenmiş.
belli ki dayak yiyecek, belki tacize uğrayacak. kız çocuğu çöküyor iyice. yumruğumu sıkıyorum, gözlerim doluyor. seçeneği yok, gidecek başka bir yeri yok. yapacak bir şey yok.
eve dönüyorum. sıcak yatağıma. dışarıda yağmur devam ediyor bardaktan boşalmaya. yorganı çekiyorum üzerime, gözlerimi kapatıyorum. kız çocuğu beliriyor... sırılsıklam, ağzı yüzü dağılmış... titriyor. titriyorum, gözlerimden yaşlar süzülüyor.