doğru tespittir. bölümün kalitesiyle, okulla, öğrenci ile alakası yoktur çünkü bir türkiye gerçeğidir.
en iyi üniversiteyi bitirip istediğin birikimle istediğin firmaya gir. bir avrupa ülkesinde sana denk bir insanın iki katı çalışıp 4'te biri kazanacaksın.
sen hala, kişiye bağlı, üniversiteye bağlı yalanları ile kendini avut.
iyi bir üniversitenin iyi bir bölümünden mezunum. çalıştığım firma dünyanın en büyük gıda firmalarının tedarikçilerinden ve tüm üretimden sorumluyum. yabancı dil olarak ingilizce ve japonca. çalışma satlerim kimi zaman pazar ve kazandığım ücret benden 4 yaş küçük ve kendi kafesini açmış olan kızkardeşimden daha az. seneye gitmeyi düşündüğüm yurtdışı stajında alacağım para şu an kazandığımdan daha fazla.
yazarın anlatmak istediği de tam olarak budur, türkiye'de okuyan ve okumayan arasındaki dengesizlik.
ama şöyle bir durum var, örneğin ingiltere'yi örnek verelim.
üniversite okumak kolay değil ama hemen her şeyin kursu var ve yaptığınız herhangi bir işin ücreti saat üzerinden. normal bir çalışma saati ile hemen herşeyi yapmanıza yetecek kadar para kazanmanız mümkün.
iktisatçı bir arkadaşım burada mesleğini yapıyordu ve 700 lira alıyordu 2 sene önce.
işi bırakıp ingiltereye gitti. kız arkadaşı bir evde çocuk bakıyor, arkadaşımsa part time kebapçıda çalışıyor.
2 sene içinde sırayla araba aldılar, iş kurdular evlendiler.
üniversite okumayanların cahil kabul edilmediği ve okuyanların kendini daha zeki sanmadığı ülkelerde var yani. bunların sadece kişinin hayatında yaptığı basit seçimler olduğu ülkeler...
...ve bu ülkede eğer ki üniversite bitirirseniz, iş bulmama gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi şu an türk şirketlerindeki genel müdürlerin çoğundan daha yüksek bir para ile işe başlarsınız.
daha büyük komedi olamaz.
kendimize layık gördüğümüz iktidarlar ve sonunda layık olduğumuz yerdeyiz, yakınmak anlamsız.