kpss puanını almış, tercihlerini yapmış ve ülkemin herhangi bir yerinde herhangi bir okula atanmış, görevlendirilmiş öğretmendir.
-eğer doğuda bir yere atanmış ise kendi yaş grubundan çok insan görür. fakat batı için bu tam tersidir.
-atanmış olduğu yere gitmeden önce okul müdürüne telefon açabilir. çeşitli sorular yöneltir:
+okul mevcudu kaç? öğretmen sayısı kaç?
+orada nasıl yaşıyorsunuz?
+bayanlarda gelip çalışıyorlar mı?
+yemek işini nasıl hallediyorsunuz?
+evde mi kalıyorsunuz?
+tezek kokuyor mu?
-ilk gittiği günlerde öğretmenler odasında kimselerle konuşmaz, hatta bazıları öğretmenler odasına girmezler. öyle kişilikler var ki çalıştığı okulda hiç kimse ile muhabbet etmemiş olabilir ve o şekilde tayini çıkar gider.
-bazen, atanmış bir öğretmen feci halde kendi kalıplarından sıyrılarak, farklı hallere bürünebilir. bunlardan birisi, kişi ile evli olduğunu bile bile (eşi yanında olmadığı için, belki ekonomik özgürlüğün verdiği güç ile) flört etmek ve hatta yatmaktır. ben buna 'hayat boşluklarını doldurmaca' oyunu diyorum.
-ortama yabancı olmasından dolayı, her şeylerden korkma evresi geçirirler. öğrenciler, halk, hayvanlar, sokaklar, arabalar, hatta polis korkutucu olabilir. hatta bu korkunun yıllarca sürdüğü görülebilir.
-fakat (kişilere göre değişebilen) belli bir süre sonra hemen hemen her öğretmen monotonlaşmaya, işe nasıl gitmem ayaklarına, öğrencilerle konuşurken heyecanı gitmiş sabit bir ses tonuna sahip olmaya, okula giderken aslında ruhunu evde bırakmaya başlar.
hayat boşluklarını doldurmaca olarak tarif edebileceğim dumur olay :
+ya hacı sen bu kızla çıkıyor musun şimdi?
-evet çıkıyorum.
+peki sen evlenmedin mi bu kızla çıkıyorken ve o bunu bilmiyor mu?
-evet biliyor, hatta bir ara eşim yanıma geldi, çok sıkıntı olmuştu, eşimin öğrenmesinden korktum.
+peki bu sevgilin denilebilecek zat-ı muhterem, eşinin varlığını bile bile nasıl devam edebiliyor?
-bana göre hava hoş, ister devam eder ister bırakır. benim için iyi oluyor, mesela geçen ay kredi kartımı ödeyemedim, eşim yarısını gönderdi, sevgilim diğer yarısını verdi, ödedim.
+vay a.q.