19 aralık "hayata dönüş katliamı" sırasında şu açıklamayı yapan siyasi fahişe bir genel başkana sahipti. sonra adı değişti tkp oldu. ama sip'den tek farkı "faşisti artık daha da faşist".
“(...)
devrimci demokrasiye gelince... bu kesim uzun süredir siyasi varlığını esas olarak cezaevleri gündeminde sürdürüyordu ve bu anlamda ülke siyasetinden düşmüştü. kürt devrimciliğinin burjuva demokratizmine doğru evrimi ile devrimci demokrat alan iyice daralmış ve geriye bir de, türkiye solunda daha iri yapıların eleştirmenliğini iş edinen lüzumsuz gruplar kalmıştı.
şimdi olan oldu. devrimci demokrasinin artık siyaset dışına düştüğünü söylemek bile yersiz. bu akım dönemsel olarak büyük bir tasfiyeye uğramakta. cezaevleri gündemi üzerinden faaliyet yürütülür, ama siyasal canlanma sağlanamazdı. bu yolda ısrar edenlerin tasfiyesi kaçınılmazdı. elbette kanlı bir tasfiye ve elbette aynı zamanda siyasetsizliğin tasfiyesi...
bu kesimlerin yaşadığı fiziki ve politik daralma ve alan değiştirmelerin nihai olduğunu kimse iddia edemez. türkiye çok köklü görünen rotaların bile hızla geri döndürülebildiği bir ilginç dinamizm ülkesidir. dahası bu kesimlerin dışında kalan solun, örneğin bizim, söz konusu alan daralmasından herhangi bir memnuniyet duymaları da doğru değildir. alanın toptan daralma ihtimali azımsanmamalı.
burjuvazi açısından devrimci demokrasi özel olarak uğraşılmayı hak eden bir güç odağı değildi; ulusalcı ve liberaller de gerilerinde sahipsiz bir devrimci etki alanı bırakmıyorlar. devrimci demokrasinin tasfiyesi solcu olmayı değersizleştiriyor ve umutsuzluk aşılıyor. diğerlerinin alan boşaltması da, gerisinde dejenerasyon, inançsızlık ve yine değersizleşme bırakıyor.
özetle bu tabloda, biz, daralma nesnelliğine gözlerimizi kapatıp hayal kurmuyor, bu nesnelliği dönüştürme imkanları üzerinde çalışıyoruz. solda inat ve cesaret genellikle siyasal akıldan tecrit edilmiş olarak bulunuyor. daralan ve yozlaşan toplam alanı genişletmek için inat ve cesareti akılla birleştirmek gerekiyor.”
bir not: aydemir güler tarafından yazılan bu yazı henüz katliamın sürdüğü sırada, yani operasyonlar daha bitmeden, kaş kişinin katledildiği bile tam olarak ortaya çıkmadan yazılmıştır..."