"yüzüne tükürsen nisan yağmuru sanır" cinsten... bugün aklınca kemal kılıçdaroğlu'na ayar vermiş*
ayar dediğin nedir ve nasıl verilir adlı dersleri bilimum sözlüklerde bolca veriyorlar o konulara girmeyelim.
şimdi böyle bir "temiz belge"si istenmesi ayrı bir salaklık ama bu iddialar doğru değil sen önce git muhtardan belge al demek de ondan kat be kat salaklık...
şimdi bu admaın ders aldığı profesörle benim de zamanında derslerim oldu. o adamın her zaman tekrarladığı cümle şudur. "her şeye şüpheli yaklaş, gazetecilik bir savunma makamı değil iddia makamıdır"
biz şimdi şamil'e sorsak "gazeteciyim" der. peki ülkesinde bir iktidar hakkında bu kadar büyük iddialar atılmışken onu araştırmayıp da muhalefet liderinin cılız muhalefeti ile dalga geçene nasıl "gazeteci" diyeceğiz?
kaleminin arkasındaki yeşil dolarlardan parlayan ışık gözlerini almış olabilir, birileri söylesin. savunma makamında değil iddia makamında oturuyor!