aile nin sığınılamayacak bir liman olması

entry2 galeri
    1.
  1. orta sona kadar tetrisiydi, tasosuydu, otuz biriydi, cinsellik hakkındaki
    türlü efsanelere inanan (bkz: döl ün basınçlı sidik olması) bir çocuktum.
    üstüne bir de aktif spor hayatıydı, kendini diğer çocuklardan farklı ve özel hissetmeler,
    acayip yakışıklı sanmalar sürüp gitmişti bu zamana kadar.
    maddi durum da baya iyiydi allah size de versin. neredeyse annem babam ergen halimle eğreti
    gelin tutacaktı. hani nurgül yeşilçay' ı istesem ki kesin isterdim alırlardı bana.

    velhasılı herşey ablamın evlenip "ben beyle ailenin içine sıçarım deyup" çekip gitmesiyle başladı.
    o yaşa kadar da hep ablam bakmış bana. öyle ki ilkokuldayım, istiklal marşında ayakkabımın
    bağı çözülmüş, hocanın biri gelip "bağla şunu" dediğinde bağlayamamıştım. ablam yoktu yanımda!
    gittiği gün suya bakıp bu günleri görmüştü şu miyop-astigmat gözler, "şimdi zenci sikini tuttun, dua et de
    saksoya dönmesin" demiştim.
    aile de sizi abinin zulmünden koruyan, neye ihtiyacınız olduğunu bilen yegane kişi ananızdır ya hani.
    benim ablamdı o işte. annem mi? o da ablama yardım etmeyi ihmal ediyodu zannedersem.

    zaten 9 ay karnında tutamamış 7 ayda sıçar gibi sallamıştı beni. neymiş komşu karıları kavga ediyomuş!
    sanane anasını satim, sanane! 2 ayım daha vardı benim bu sikik dünyadan ayrı, onu da aldın benden!

    konumuza dönersek evin yükünü çeken abla meğer as 900 gibi beni taşırmış sırtında.
    gittiğinin ertesi günü kademe kademe ağzıma sıçıldığında anlamıştım bunu.

    ne üstte temiz kıyafet, ne altta temiz don ne de bir tabak sıcak yemek mnakoyim.
    bunlar yetmedi, üstüne bi de battık. o siktiğimin krizi de beni vurdu en çok!
    okulu değiştirmek, dershaneye yazılamamak...
    aslında bunlar çoğu türk gencinin yaşadığı şeyler. ama serin sulardan kızgın kumlara dönmek gibi bişey
    olmuştu ben de.

    ezilmek ezilmek...
    kanı canı beş para etmez abinin zaten yere doğru everestten pike yapmış ailenin varını yoğunu
    yavaşça sömürmesi, annenin abinin her kafanıza oturmasında sizi haksız çıkarması...

    şimdi diyorum. şimdi olsa götüne sokmazmıydım o yumrukları ben o ibnenin! ikisini de paketlemezmiydim!

    hal böyleyken iyice kopmuştu luzumsuz hayattan. artık normal diyaloglar, bilindik arkadaşlıklara kolay
    kolay yer yoktu! zaten beceremez olmuştu.

    liseye gelmişsiniz.
    üzerinizde giyecek hiç bişey kalmamış.
    ey gidi luzumsuz!
    collezione' un camekanını az mı seyrettin!
    yıllarca hiç içeri girmeden! sana hiç bişey istememeyi ne de güzel öğretmişler.
    hiç bişey istemeden ama hep umut ederek yıllarca yaşamışsın!
    "bigün olum, çok uzak değil, az kaldı. kurtulcaksın bu ayıdan ve kadından. bi daha arkana bile bakmıycaksın"

    ablam gitmeden önceki arkadaşlarımla karşılaşmaya korkar olmuştum!

    - luzumsuz sana nolmuş olum!
    - olum naptılar sana! hastalık mı geçirdin? (he mnakoyum annemle abim var benim)
    - lan olum ne kadar zayıflamışsın!

    yeteeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeer!!!

    ha tamam iyiyim. bişeyim yok devam ediyorum.

    yıllar geçmeye devam etti tabi. gördüğüm bütün saatlerin pillerini tek tek çıkardım ama fayda etmedi.
    sökülmüş takvim yapraklarını geri yapıştırmalar falan... ı ı !

    yaş 18 olmuştu. vampir dişlerini çıkarmış " sen 18 oldun di mi?" diyodu arada bir. ellerini ovuşturuyodu pezevenk!

    bi gün okula giderken "gel seni bırakıyım" dedi. doğruca bi notere gidildi.
    "at şuraya imzanı" denildi. "ne bu?" diye sormadı. çünkü ona soru sormamak öğretilmişti.
    luzumsuz hep haksızdı. atmasa rezalet çıkacaktı, attı.

    o belgeyle tahmin edilemeyecek kadar büyük işler yapıldı.
    herşey luzumsuzun üstüne kaldı.

    zaten az olan umutları, yaşama sevinci, arzuları, hedefleri, sevdiği kız...
    onu hayata bağlayan tek düşüncesi; "bigün olum, çok uzak değil, az kaldı. kurtulcaksın bu ayıdan ve kadından. bi daha arkana bile bakmıycaksın".
    hepsi kaybolmuştu!

    çok geç anladı. aile, o herkesin bildiği aile denen şey onda yoktu.

    ailelerinizin kıymetini iyi bilin olur mu!

    gerçekten çok değerli onlar!

    önceden edit: olum zaten iyice duygusallaştım yazarken. bi de duygu sömürüsü falan yazıp hasta etmeyin beni e mi!
    eleştirin tabi ama bam teline basmayın emi!
    edit: bininci entrym de sözlüğe hayırlı olsun. ne diyim.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük