maruz kalındığında sürekli selam verme mecburiyeti doğurabilen durumdur.
dershaneye gittiğim zamanlarda yaşamıştım ben buna benzer bi olay. dershane başladı, herkes sivil, eski arkadaşlar tekrar bir araya geliyor, 'ooo çok değişmişsin yaa' tarzı muhabbetler dönüyor, eskiden hoşlanılan kızları tavlama çabası falan.. fevkalade cıvık bi ortam. ben de dışardan seyrediyorum olan biteni. sınıfa gitmeye karar verdim, tam kapıdan geçiyorum ki eski bi arkadaşımı gördüm. ismi de begüm. benim kapıya uzaklığım yaklaşık 3 adım, onun uzaklığı da 3 adım. yani aynı anda geçicez kapıdan. sürtünme ihtimali çok yüksek. sürtünme derken, erotik bi durumdan bahsetmiyoruz, iki kişinin geçebileceği kadar geniş değil kapı. muhtemelen bi kaç uzuv değicek birbirine. yoksa eski arkadaşımı yakaladığım yerde sürttürme çabam yok yani. neyse konumuza dönelim.
bu kızla tam kapının ağzında karşılaşacağımızı sezdim. elinde telefonla geliyor arkadaş. 'şimdi selam vermezsem ilerde trip atar bana, o kadar yakınımda niye selam vermedin diye.' diye düşündüm. bi selam vereyim dedim. kapıya yaklaşınca kafasını kaldırdı, haldır huldur salladım kafamı selam vermek için. o da kafasını kaldırdığı gibi indirdi vicdansız. benim kafamı salladığımı gören arkadaki bir kız, hevesli bir şekilde sallamış olmama acımış olacak ki, selam verdi bana. ulan dershane boyunca tanımadığım insanla selamlaştım. her gördüğünde muzur bi gülümsemeyle selam verdi. hiç de konuşmadık kızla. böyle saçma bi durumdu yani...