aşkın musallat olması

entry2 galeri
    1.
  1. ne zaman musallat olacağı bilinmez, korkuyla bekleriz o acı günü.
    ***
    bir gün evimde öylece oturup, her zamanki gibi bilgisayarda zaman geçirip keyif yapıyordum. birden kapı çalmaya başladı. keyifimi bozamazdım, umursamadım. sonra kapıda bekleyen kişi kapıyı yumruklamaya ve tekmelemeye başladı. ardından bağırdı '' aç ulan kapıyı! ''.

    ben: müsait değiliz...
    kapıdaki kişi: aç ulan! aç!
    ben: müsait değiliz. annem tanımadığın duygulara kapı açma dedi.
    kapıdaki kişi: açda gör kim olduğumu.

    açmak zorunda kaldım. birden hiç hissetmediğim bir his, hiç duymadığım bir melodi beni sardı.

    Âşk: tanışalım, benim adım Âşk. bundan sonra seninle kankayız!!!

    şaşkınlıkla Âşkı içeri aldım. korku dolu gözlerle ona baktım. ama her ona baktığımda içimin ısındığını fark ettim...

    sonunda Âşkı kabullenmiştim. iyi bir dosta benziyordu. benimle yaşamasına izin vermiştim. arada yanıma uğruyordu, sohbet ediyorduk ve gidiyordu. işler yolundaydı, bende memnunum, o da.

    her zamanki gibi bir okul günüydü. sınıfta öylece otururken Âşk yanıma geldi. selamlaştık filan. ama asıl istediği şeyin fark olduğunu anladım;

    ben: buyur, isteğin var belli. otur anlat hele.
    Âşk: ya anlatırdımda, sana yük olmaktan korkuyorum.
    ben: sen anlat, merak etme bana yük olmazsın sen.
    Âşk: ama bundan sonra daha fazla zaman geçirmemiz gerekebilir.
    ben: len, söyle hadi!
    Âşk: tamam kanka, şurda ki kızı görüyomusun.
    ben: evet. eee neolmuş ona?
    Âşk: hiiiç.
    ben: inkar etme! bişeyler var! anlat bana!
    Âşk: tamam! ben ona seni bağlamak istiyorum...

    beynimden vurulmuşa dönmüştüm.

    ben: olmaz!
    Âşk: yaparsam öyle bir olur ki.
    ben: lan gözünü seviyim yapma bunu!
    Âşk: yaptım olacak! eheh eheh!
    ben: ben seni dost sanmıştım!
    Âşk: söyle diyen sensin. eğer kurcalamasaydın böyle bişey olmayacaktı.
    ben: bunun şaka olduğunu söyle lütfen!!!
    Âşk: kankam, kişisel bişey değil. sadece işim bu.
    ***
    bir akşam yine aynı evde keyif yaparken, yine zil çalar.

    ben: kim o?
    Âşk: benim aq, başka kim olabilir? hıck!
    ben: pöffff! leş gibi içki kokuyon len!
    Âşk: hıck! ne içkisi aq! üzüm suyu içtim ben!
    ben: dur bağırma, sessiz konuş. apartmandakiler duyacak!
    Âşk: aşk şarabı içmesiiii, hoştur şaşkın!!! lay lay lay! hıck!

    mecburen aldım eve. kahve filan yaptım. ayılttım. sonra birlikte film izlemek geldi aklımıza. ben, büyük film arşivimi çıkardım ve Âşk'a sundum. Âşk ne dese beğenirsiniz?

    Âşk: bu ne len! oyuncak hikayesi! çizgi film lan bunların hepsi!
    ben: abi, oyuncak hikayesi çizgi film değil, animasyondur.
    Âşk: her ne b*ksa!
    ben: bak hepsi çizgi film değil. bu kutuda animasyon ve çizgi film arşivim var. bunda normal film.
    Âşk: bakıyım. hababam sınıfı üçbuçuk, bak şu köpeğe, recep ivedik, balermann6. bunlar ne len!
    ben: napıyım? komedi seviyorum ben...
    Âşk: titanik, ilk aşk tarzı yok mu?
    ben: yooo, niyeki? aşk filmlerinden nefret ederim ben.
    Âşk: şrek'le idare edelim ozaman.
    ***
    ben: ulan allah'sız peri anne ! ühü ühü! ne istiyosun fiona'dan! ühü ühü!
    Âşk: bu yakışıklı'yı eşek sudan gelinceye kadar dövesim var!
    televizyon: fioooona ( cama vurma ) fiooonaaaa ( yine cama vurma )
    ben: yakışıklı, fiona'ya sarılıyo! olamaz! şrek acele et!
    televizyon: yapmaaa! sen bir devsin şrek! asla prensese uygun değilsin!
    Âşk: püüüüh! senin gibi peri anne ölsüüüün!
    ben: şrek! senin gibi adama yapılırmıydı lan bu! ühü hühü!

    Âşk beni iyice değiştirmişti. aşka olan bakışım değişmişti sanki. sokakda dolaşırken sevgilileri görüyordum bazen. üzülüyordum, bazen ağlıyordum. uzun zamandır ağlamamıştım. son ağladığım zamanı hatırlamıyordum bile. yıllar geçmişti. ama bu Âşk beni bayağı bir duygusal hÂle sokmuştu. insanlara zarar veremiyordum. bu yüzden duvar yumrukluyordum sinirlenince. empati duygum bile gelişmişti. ama tabii duvar meselesi öğretmenlerim tarafından pek hoş karşılanmadı;

    hoca: oğlum! ne diye duvara vuruyon! sorunlumusun?
    ben: hep bunun yüzünden hocam!
    Âşk: hee. ne? s*ktir git ordan hele!
    ben: sen bi git be! küfürbaz! ağzı bozuk duygu!
    hoca: ikinizde bsg !

    bende ki inanılmaz değişimin kötü yanlarıda vardı. örneğin dikkatim çok dağılmıştı.

    ben: aaaaşk, bir kalbin içinde ağlıyor aaaaaşk!
    hoca: şşş! doğru otur lan! kahvehanede değilsin!
    ben: hayatta paylaşmaya değer! bildiğin bir sır varsaaa eğer! haykırıp daylara taşlara...
    hoca: uleeeeeyn!
    ben: ha! ne? neoldu hocam?
    hoca: üsküdarda sabah oldu!
    ben: saat 12:03. tabii sabah olacak.
    hoca: saati bile dakkası dakkasına biliyo! bu özeni derslere gösterseydiniz.
    Âşk: bak bak bak! kız sana bakıyo!
    ben: lan sus!
    hoca: neee! hocayla lanlı mı konuşuyosun sen terbiyesiz!
    ben: yok hocam! siz yanlış anladınız.
    Âşk: bak bak, şimdide gülümsüyo.
    ben: lan s*ktir git!
    hoca: gidiyorum! tamam gidiyorum! ama müdür yardımcısına dilekçe yazmaya gidyorum!
    ben: hocam valla size demedim.
    Âşk: bakıyo! valla bakıyo!

    ama bir açıdan insanlarla iletişimim daha kolaylaştı. dürüst oldum. yapmacık şeyler söylememem çoğu insan tarafından daha çok arkadaşça görülmeye başlandı.

    kızın biri: nasıl?
    ben: bence okadar güzel değil bu kıyafet. yani bana sorarsan.
    kızın biri: neye benziyorum?
    ben: bak onu bilmem ama saçlarını bağlama iki yana doğru. sal saçlarını. güzeeel, şimdi sana en uygun kıyafet yeşil.
    kızın biri: ne yeşil mi? manyak mısın?
    ben: sen beni dinle. yeşile karşı hep bir ön yargı vardır. açık yeşil sana uyar.

    benide iyice modacı yaptınız. yakında beni kuaförlerde kadınlara '' bu gün ne yapıyoruz şekerim. '' derken bulursanız şaşırmayın...
    ***
    ben: bu gürültü ne! ne dinliyosun lan sen!
    Âşk: murat kekilli. bu akşam ölürüm.
    ben: kıs lan şunun sesini!
    Âşk: banane!
    ***
    ben: Âşk, buraya kadar. seninle iyi veya kötü günlerimiz oldu. ama artık gitmeni istemek zorundayım!
    Âşk: neden?
    ben: çünkü senin yüzünden o kız aklımdan hiç çıkmıyo. delireceğim. gidiniz lütfen.
    Âşk: hehe! benim kardeşim var bitane. onla zamanında tanışmıştın. hatırlıyomusun?
    ben: adı ne?
    Âşk: adı 'hoşlanmak' , oda benim gibi birini birine bağlar. ama onda ipleri biraz sıktınmı rahat koparsın ve onu kovarsın.
    ben: aranızda ki fark nedir.
    Âşk: ben öyle bir düğüm atarım ki, çözene kadar imanın gevrer. şimdi beni kovduğunu zannede bilirsin. varlığımı inkar de edebilirsin. fakat unutma! ben hep senin içinde olacağım! ve seni rahat bırakmayacağım.
    ben: umrumda değil! artık sevmiyorum! git!
    Âşk: pekala! ama unutma, beni kovman demek. seni rahat bırakacağım anlamına gelmez. elveda.
    ben: bir daha görüşmeyelim lütfen!
    ***
    yağmur artık yağmuyordu nedense. o da sıkılmıştı artık her gün yağmaktan. tek sıkılmayan, gözlerimdi...
    0 ...