güneydoğu'da birlikte askerlik yapan biri nevşehirli (olgun şimşek aka şeytan rıdvan), diğeri istanbullu (kenan imirzalıoğlu aka hayalet cevher) iki adamın askerden sonraki hayatlarını anlatan, çekim teknikleri yüzünden gözlerimin anasını avradını siken film.
yaklaşık 3 senedir ha izledim ha izleyeceğim diye diye anca bugün izledim. bu film nasıl olmuş da beğenilmiş, nasıl olmuş da göklere çıkarılmış anlayabilmek mümkün değil.
olgun şimşek ve bahri beyat'ın oyunculuğu ile seda akman'ın memeleri dışında filmde beğendiğim hiçbir şey yok. aksine eleştirilecek zilyon tane şey var.
filmin her karesinden klişe akması mı istersiniz, kenan imirzalıoğlu'nun zorlama oyunculuğunu mu istersiniz, türkçe konuşan yunanlı ağzının başarısızca sergilenmesi mi istersiniz, iki hikayenin tümdengelimsel bir şekilde işlenip birbirine bağlanmamasını mı istersiniz? işte bunların hepsi filmde var. ve filmde ülkenin sorunları içinde değinilmeyen bir tek benim basurum kalmış. hatta üşenmedim, değinilen sorunların bir listesini de çıkardım. buyrun bakın:
--spoiler--
- uyuşturucu (esrar, kokain)
- pkk sorunu
- türk-yunan sorunu
- eşcinsellik
- homofobi
- kız kaçırma
- en yakın arkadaştan kazık yeme
- gazilik
- sakatlık (protez bacak, sağırlık)
- askerlik sonrası kafayı yeme sendromu
- alkolizm
- deprem
- parçalanmış aile
- eski sevgili
- intihar
- gayrimeşru seks
- taşradaki zor yaşam şartları
- fuhuş
- cinayet
- gerçekleştirilemeyen futbolcu olma hayali
- gerçekleştirilemeyen büfe açma hayali
- istanbul'un kirli yüzü
--spoiler--
bu ne lan? yuuh anasını satayım, 97 dakikada işlenen konulara bak. uğur yücel'e böyle kalitesiz bir film çektiği için teessüflerimi sunuyorum.