güne zinde başladığınız bir pazar sabahı güzel bir kahvaltı yapmak istersiniz, fakat buzdolabında hiçbir şey kalmamıştır ve mecburen markete gitmek zorunda kalırsınız.. tabii hiçte haliniz yoktur ve üstünüze apar topar bir şeyler giyip çıkarsınız. mesela pijamanızı çıkarmaz üstüne hırka giyersiniz, belki de siyah çoraplar ve koca karı terliği.
gidersiniz markete hiç aklınıza eski sevgilinizle karşılaşacağınız gelmez.kasada onu görürsünüz ve direkt görünmeden gitmek, oradan uzaklaşmak istersiniz ancak tam giderken sizi tanır ' aa ayşe' der.. o an yıkılırsınız selam vermezseniz ayıp edeceksinizdir ama öyle de karşısına çıkınca daha kötü şeyler olacaktır. size garip bir bakış fırlatır ve süzer durur.. 'ımm merhaba ahmet ben şeyy ben alışverişe geldim de böyle çıktım evden' demekten başka şansınız kalmaz. desenizde işe yaramaz gören görmüştür ve rezil olanda olmuştur.
aklınıza direkt şu soru gelir 'acaba arkamdan bu kızla iyi ki ayrılmışım' mı demiştir.. böyle saçma sorular sorarak kafamızı kurcalarız bütün gün, konsantre olamazsınız hiçbir şeye..
(bkz: üşengeçlik başa bela)