dandelion

entry15 galeri
    6.
  1. 2004 yapımı bir mark milgard filmi. film mason ve danny'nin aşkı üzerinden ilerliyor gibi görünse de daha çok ergenlik çağındaki bir gencin hislerini seyirciye yansıtmaya çalışmış.
    --filmin konusu--
    babası belediye konseyine aday olan annesi ise haplar ve içki ile hayatta kalmaya çalışan mason (vincent kartheiser) kasabaya yeni taşınan danny'ye (taryn manning) aşık olur ancak hemen ardından babasının işlediği bir suçu üstüne alarak ıslah evine girer. 2 yıl sonra döndüğünde danny'nin onu unutmadığını görür ve ilişkileri yeniden başlar. basitçe bir nitelemeyle filmin anlattığı budur. filmde karakterler derinlemesine anlatılmamış, yan olaylara da pek yer verilmemiş. sadece mason'ı durmadan tehdit eden arkadaşının ağabeyi ve saat 4'te geçen treni bekleyip dans eden adam var ki onlardan da üstü kapalı bir şekilde bahsedilmiş.
    filmin asıl mevzusu küçük bir kasabada kısılı kalan mason'ın can sıkıntısından ne yapacağını şaşırması. öyle ki sıkıntısından her gün kendini vurduğunu düşünüyor hatta kendi mezarını kazıp içine yatıyor. tam bu esnada tanıştığı danny ise ona yeni bir soluk gibi geliyor. belki de bu yüzden ondan bu kadar çabuk etkileniyor. danny'nin annesi ise kızın sonradan üzülmemesi için hiç mutlu olmamasına çalışıyor. yaşadığı hayal kırıklıklarının acısını danny'den çıkartıyor da diyebiliriz. film pek çok sahnesinde yaşanan sevgiyi insana geçirebiliyor ancak yine de karamsarlıktan kurtulamıyor. filmin sonu mutsuz gibi görünse de bu mutsuzluk mason'a sıkıştığı kasabadan kurtulma cesareti aşılaması açısından değerli.
    --filmin konusu--

    bu arada dandelion yani kara hindiba çiçeği şöyle bir şey;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/82291/+
    filme bu ismin verilmesinin nedeni sanırım söz konusu çiçeğin en ufak bir rüzgarda -kendinden bağımsız olarak- dağılıp gitmesi...

    film son zamanlarda izlediğim keith, dakota skye, teenage dirtbag gibi, alışılmışın dışında gençlik filmlerinden. 'amerikan pastası' tarzı gençlik filmlerinden hazzetmeyenler için iyi bir seçenek. sözünü sessizce söyleyen filmlerden. görüntüler de oldukça tatmin edici.
    --filmden--
    filmin en güzel sahnelerinden biri mason'ın annesinin durduk yerde tabakları yere atıp 'ses çıkartıyorlar. bunların hepsi ses çıkartıyor. evdeki her şey, duvarlar bile ses çıkartıyor. sen ve benim dışında.' diye bağırdığı sahneydi. aralarındaki iletişimsizlik anneyi delirtmiş, babayı ise başka şeylerle ilgilenmek zorunda bırakmıştı. mason'ın danny'i eve getirdiği gün babanın anneye ettiği utangaçca iltifat da görülmeye değerdi.
    --filmden--
    kısacası ergenlik döneminde izlendiğinde daha çok etkileyebileceğini tahmin ettiğim güzel bir filmdi.
    0 ...