normanlar

entry15 galeri
    5.
  1. aslı nord-man'dır, yukarıda ifade edildiği gibi kuzeyli anlamına gelir. salt adına bakıp da yanılabilmeniz ihtimal dahilindedir. Elbe'nin ötesinde yaşayan germenleri tanımlayan bir kelimedir bu. kendileri gemi teknolojisinde baya üstün bir toplumdur. fiyorddan fiyorda sakin geziler için yapılmış tekneleri olduğu gibi avrupalıları dehşete düşüren "uzun gemi"ler de yapmışlardır. bu gemiler onların atlantik kıyılarına inmelerini sağlamıştır. özellikle avrupa'da bir çok yeri bu nehir tekneleri vasıtasıyla fethedebilmişlerdir, avrupa'da bilindiği gibi bir çok kollara ayrılan nehirlerin üzerinde sağlanan tekne taşımacılığı bilhassa normanlar tarafından savaşlarda stratejik amaçlarla kullanılmıştır.

    özellikle ingiltere'nin fethinde thames nehri üzerinde reading'e kadar ulaşmış ve nehirlerin ulaşmadığı yerlerde ise gemiler karadan halatlarla çekişmişlerdir. nehir yolunu kesen tahkimatlarla karşılaştıklarında ise gemileri karadan taşıyarak amaçlarına ulaşabiliyorlardı. normanların en önemli özelliklerinden bir diğeri ise tahkimatlı yerlere saldırmalarıdır. batı avrupa'nın fethinde bilhassa işe yaramıştır; o zaman yüksek surlar ile iyi tahkimatlandırılmış şehirler normanların bu istilasına dayanamamışlardır. devletin olmadığı ve feodalitenin avrupa'yı kasıp kavurduğu yerde hali ile normanlardan çok çeken avrupa halkı bu belayı defetmek ya da hafifletmek amacıyla onlara haraç ödemeye başlamıştır; ilk girişim ise zengin topraklara sahip olan manastırlardan gelmiştir. Dönemin fransa kralı kel charles bile bu haracı ödemiştir.

    normanların ilk atakları kendisini daha geniş çaplı bir yayılmaya bırakmıştır. batı ispanya, balear adaları, piza ve aşağı rhone vadisine ulaşmışlar hakimiyet alanlarını akdeniz'e kadar genişletmişlerdi. lakin bu hareketin bir sürekliliği olmamıştır; bunun nedeni ise normanları akdeniz'den kaçıran neden akdenizdeki arap filolarıdır. o dönemde kuzey afrikadaki güçlü arap beyliklerini ve sicilya'yı işgal edip italyan kentlerine saldırdıklarını hatırlatalım. bundan dolayı istilalar kuzeye doğru yayılmış hatta 1066'da battle of hastings ile birlikte ingiltere'de doruk noktasına ulaşmıştır. daha öncesinde ise danimarkalılar ve norveçliler adayı işgal etmişlerdir; bunlara karşı durabilen sadece bir krallık bulunmaktadır o da wessex krallığıdır. lakin ingiliz kralları zamanında bizans'ın türk boylarına yaptıkları gibi paralı asker olarak kullandıkları viking'i viking'e kırdırmıştır; lakin danimarkalılar da çok geçmeden dönemin ingiliz kralı aethelred'e ihanet etmişlerdir. bunun üzerine adada yakalayabildiği tüm danimarkalıları öldürtmüştür[lakin bu ölenlerin içinde danimarkalı viking şefi svein'in kardeşi bulunmaktaydı) ingilizler ile danimarkalılar arasındaki savaşın sonucu wessex hanedanının yıkılması ve son temsilcisinin de danimarkalılar tarafından öldürülmesi ile sona ermiştir. lakin svein de ölmüş onun yerine oğlu knut geçmiştir.

    ingiltere'nin wessex hanedanının çöküşüyle herhangi bir otoriteden yoksun olması beraberinde iki toplumun ağızlarının suyunun ada üzerine akmasına engel olamamıştır. bunlardan birincisi Fransa kralı ile anlaşarak onun ülkesine gelen saldırıları engellemeye çalışan fransa'nın kuzeybatı ucunda kurulmuş olan normandiya düklüğü ile[bunlar aslen norman olmakla birlikte bölgenin ismi o dönemde yerleşen bu halkalardan gelmektedir]kuzey denizinin ötesindeki kuzeyli halklardır. harold adında bir iskandinav lider wessex hanedanından edward'ın ölümü ile kendini kral ilan edince norveçli harold'un ordusu ve güneyden de piç gullaime'nin normandiya ordusu ingiltere'ye asker çıkartmış ve norveçli harold stmford köprüsünde yenilerek öldürülmüştür.

    Fransa'daki maceraları ise daha ilginç olmuştur. Fransa'da bir iskandinav prensliğinin kurulması danimarka hanedanına mensup iki kişinin frank imparatoru sofu louis'den alınan beneficium sonucu kurulmuştur. daha sonra ise bu topraklar belirli dalgalanmalarla büyümüştür. ilerleyen dönemlerde loire ve seine vadilerinde yoğunlaşan viking harekatı fransa'nın içinin talan edilmesine neden olmuştur. bunun üzerine yukarıda belirttiğimiz gibi aşağı seine normanlarının başkanını çağırtan Fransa kralı sofu charles onun oğluna lala olmasını önermiş fakat bu girişim pek başarılı olmamıştır. lakin çabalarından bıkmayan sofu charles tam 14 sene sonra muradına ermiş ve Chartres önlerinde fransızlardan ağır yenilgi alan rollon ise bu öneriyi kabul etmiş; bu noktada fransa'da konuşlanmış olan nomanlar artık korsanlara karşı frank devletini koruyacaktır. lakin bu ifade ettiğimiz gerçek bu kadar başarılı olmamış bazı başıboş norman şefleri kendi kafalarına göre davranmış bazıları ise toprak verilmemesi nedeniyle küsüp ortalığı tozu dumana katmıştır.

    ingiltere'nin normanlarca işgalinden sonra Normanların heyecanları yavaş yavaş azalmaya ve daha çok da uygarlaşmaya başlayacaklardır. bu minvalde bu yavaşlama ve uygarlaşmayı incelemek açısından kuzey putperestliğinin hristiyanlığa direnememesi olgusunu ele alabiliriz. aslında bu süreç uzun sürmüştür; yaklaşık 300 yıl. bunun en önemli nedeni hristiyanlığın sıkı örgütlenmiş kilisesi ile putperestlerin buna karşın kurumsallaşmış bir dini oluşuma sahip olmamalarıydı. bu meyanda halkların şefleri aynı zamanda rahip vazifesi de görüyordu.[ilaveten iskandinav dininin dağılma belirtileri göstermesi; bunun için bir çok inancı reddedecek; bu aynı zamanda yeni bir inancın kabul edilmesine neden olacaktır] bununla birlikte çok fazla gelişmemiş olan bu zihinler için doğaüstünü reddetmek mümkün görünmemektedir. zaten onların hristiyanlığı kabul edişi ve bu uygulamalar belirli bir dönem putperest tanrılara olan inançları ile kol kola gitmiştir diyebiliriz. hristiyan topraklarına akın yapan normanlar ve eve döndüklerinde hristiyanlığı anlatmaları ile ticari faaliyetlerin toplumlar arasındaki etkileşimleri artırması hakim bir kültür olan hristiyanlığın bu ilişkilerden nemalanmalarını sağlamıştır. bunun için isveç'te ilk hristiyanlar Durstede limanında ticaret yapan isveç tüccarlarıdır[bu liman normanların fransa'da ilk konuşlandıkları yerlerden birisidir]

    Yukarıda ifade edilenlere ek olarak; kilisenin misyoner yollama eylemi de oldukça etkili olmuştur. tek inanca dayalı evrensel imparatorluk anlayışı dönemin zeitgeist'lerinden birisiydi; bunun için karolenj imparatorluğunun bu ideolojiyi yayması ve bu minvalde putperest kuzeyli topluluklar üzerine misyoner göndermesi de kuzeylilerin hristiyanlaşmalarına neden olmuştur; aynı gelenek alman imparatorları tarafından devam edilmiştir[alman imparatorları romanın yıkılışından sonra papa'dan imparatorluk ünvanını alan yegane devletlerden olmuşlardır] ihtida aktivitelerindeki en klasik yöntemlerden birisi de iskandinav köle pazarlarından köle satın alınarak rahip ve gezginci olarak eğitilmeleridir; hamburg piskoposluğu bu çabaların bir sonucu ve aynı zamanda bir başlangıcı olarak kurulmuştur. ama hristiyanlık konusunda esas belirleyici olan krallar ve şeflerin davranışıdır; bunun için kilise kralları hristiyanlaştırarak yanına çekmeye çalışmıştır; hristiyanlığın putperestlk üzerindeki 300 yıllık mücadelesi biteviye hristiyan krallığının bu barbar kuzey krallıkları üzerindeki sürekli hakimiyetinde gizlidir.

    peki norman istilası neden durdu;

    acaba bu istilanın bitmesinde din değiştirip uygarlaşmaları mı gizlidir? yoksa uzak ülkelere yaptıkları okyanus aşırı seferler kotarabilen büyük tekneler ile savaş makinalarını kullanmak istekleri ve kanlarındaki savaş arzusu mudur?[kalkanların tokuşmasından büyük bir zevk almaktadır normanlar] peki halkın dininin hükümdarın dini ile aynı olması gerektiğine inanan bu halkın kader anlayışı ve şan kazanma mistiğinin bu din ile ortadan kalkması ya da aşınması bu fetih anlayışını etkileyip onları daha pasifize hale mi getirmiştir?[öte-dünya fikri bir anlamda bu dünyayı olumsuzlar ve şan kazanma mistiğine darbe vurur] yoksa çok eşlilik uygulaması onlarda aşırı nüfus artışına neden olup [ama şunu da unutmamak gerekir ki sadece şeflerin haremi vardır ve çok eşliliğin nüfus artışı yarattığı tamamen kanıtlanamamıştır. pek mantıklı gelen açıklamalardan biri de Iskandinav yarımadası, baltık denizi adaları ve jutland'da büyük insansız boşlukların teşekkül etmeye başlamasıdır. bununla birlikte toplumsal yapıda meydana gelen değişiklikler, kan davaları ve kavgalar vatan topraklarının terk edilmesine neden oluyordu. boş alanların kaybolması ve vatanlarında yerleşim yeri bulunmaması, denize doğru açılmalarına sebep oluyordu.
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük