osmanlı bir imparatorluktu. her imparatorluk emperyal amaçlar güder. adı aynı kaynaktan geliyor zaten ikisinin de.
o değil de ben şu tipi anlamakta çok zorlanıyorum.
adam polonyanın yaylasında yalıyor bir kaygısı var hayata dair. karısı var kızları var.
şimdi sen gidiyorsun işgale/fetihe. adamın bu hayatına bir şekilde bir tehdit çıkarıyorsun. ölmesi değil mesele. hayatın değişmek zorunda bırakılması. askere alınabilir toprağı alınabilir daha fazla vergi vermek zorunda bırakılabilir.
bunları yaşattığın adam için sonradan diyorsun ki, diline karışmadım, dinine karışmadım, kervansaray yaptım(habercilerim dinlensin, tücaarım dinlensin diye). köprü yaptım (yarın öbürgün daha ileri askeri harekat yaparsam lazım olur diye).
bunu da hoşgörü olarak nitelendiriyorsun. hayır yani bu durum elbette kötü değil. bu pragmatik sadece herkes yapıyor da, neden ve niçin olduğu tamamen belli olan pragmatik ve reel politik şeyleri neden tutup masum göstermek için takla atıp duruyorsunuz?
osmanlı arabistan da 400 yıl kaldı. ondan önceki 500 yıl da başka türklerin kontrolündeydi oralar. ürdün ingilizin elinde 50 yıl kaldı. kralları ölünce gayda çalıyorlar cenazesinde. bir kişi de çıkıp ingilizler ibizi öyle bir sikti ki unutamadık gayda çalıyoruz diyor mu? ya da osmanlılar bizi sikmedi ondan böyle kalabildik sağolsun diyor mu? tamamen saçmalık.
osmanlının yaptığı hoşgörü değil, müslüman olmayanlardan aldığı kelle vergisinin azalmasını istememesidir.
