başınızı bezler dolayarak din adına kapatmayın.
çünkü bir şeyin işimize gelen yarısını alıp, işimize gelmeyen yarısını göz ardı etmek mantıksızdır.
baş kapatmayı emreden din; kadının kocası yokken uzun yola gidememesini, kadının şahitliğinin ve miras hakkının yarım sayılmasını, kadının cariye/odalık olmasını ya da dört eşten biri olmasını, köleliği, hırsızın elinin kesilmesini, faiz alınmamasını/verilmemesini ve benzerlerini de kapsar.
"ben yalnız başıma her yere gideyim, şahitliğim ve miras hakkım kanun önünde eşit olsun, kimseye cariye/odalık olmayayım, kocam benden başka eş almasın, kimseye köle olmayayım, suçluysam insani ceza göreyim, bankaya paracıklarımı yatırayım" derken, dinin emirlerine uyup uymamak çok da önem taşımıyor; ama "başımı kapatıyorum, din bunu emreder" konusuna gelince herkes dindar birden...
baş kapatmak kadar diğerlerine de razı olunmalıdır o zaman...
madem bu inanç bir bütün; iyi davranmak koşuluyla köleler edinin, sevap işlemek istediğinizde azat edersiniz.
madem inanç kutsal; eşinizin sizi dövmesini, sizden başka üç eş daha almasını kabul edersiniz.
madem din öyle emrediyor; mahkemelerde şahitlik yapacağınız zaman olayı gören bir kadın daha bulup kadın şahitlerin bulunduğu tüm davalarda bir kadın şahit daha ister, mirastan yarım pay almaya razı olursunuz.
madem dinin emirleri geçerli; paralarınızı bankalara yatırmaz, bankaları hiç bir şekilde kullanmazsınız.
uyacaksanız tam uymalısınız, yalnızca baş örtmekle olmuyor maalesef...
"sosyal alanlarda başımı örtüyorum ama izin vermiyorlar" diye ağlaşacağınıza, savunduğunuz dinin sizin sosyal alana girmenize bile izin vermediğini görmelisiniz.
çünkü dinde kadının yeri evidir, dışarı çıkması bile özel durumlar gerektirir.
