işin dayatma yönü açısından düşünülürse, atatürk'ü objektif şekilde tanıma ve bilimsel (gerekirse eleştirel *) gözle bakma imkanı çok kısıtlanmış bir toplumdur. hal böyle olunca, insanlarımızın büyük çoğunluğu aşırı uçlara savrulmakta, ya göklere çıkarmaya , ya da yerin dibine batırmaya kalkmaktadır. oysa bunlardan önce gelmesi gereken atatürk'ü anlamaktır. elbette her yaptığını mükemmel ve değişmez kabul etmek gerekmez, ama dönemiyle, koşullarıyla ve türkiye'yi nereden nereye getirdiğiyle de inceleyerek anlamak gerekir. anlamadan olumlu da olumsuz da olsa kişisel yorum yapmak genelde havanda su dövme şeklinde gidiyor, sözlükte her iki yönde de bol bol aşırı örneklerini görüyoruz.
soğukkanlılığa ve bilimsel bakış açısına yönelik bir giri oldu, ama biraz bunu kırmak babında, iskenderiye dörtlüsü'nde balthazar'ın yazara pursewarden hakkında söylediği hoş bir sözü alıntılayarak bitirmek istiyorum:
"...ama sadece anlamak yetmez, biraz da sevmek gerekir."