Sözlükte bulunan faşist arkadaşlarımıza okuması tavsiye edilebilecek bir alıntı.
Faşist Kime Denir.
kendisininkinden farklı bir düşünceye tahammülü olmayan ve onu kaba kuvvet kullanarak ezmek isteyen... diyeceksiniz.
doğru ama eksik.
bazı milliyetçi arkadaşlar samimi olarak alınıyorlar ve üzülüyorlar, 'biz de mi faşist oluyoruz' diyorlar da, onun için konuyu açıklığa kavuşturalım.
faşist, yalnız farklı düşünceyi değil, düşüncenin sahibini de yok etmek ister. çoğu zaman bunu 'tatbik mevkiine' de koyar, ya da koyulması için yol gösterir.
faşist, dar ve taş kafalıdır. mizah duygusu yoktur, şakadan anlamaz.
faşist, sadisttir. acı çektirmeyi, giderek öldürmeyi sever, bundan zevk alır. silahla oynamaya bayılır.
aynı zamanda mazoşisttir (bu ikisi bir paranın iki yüzü gibi birlikte var olurlar), kendisinden güçlüye köpek olur.
faşist, herkesi kendine benzetmek ister. o hangi müziği dinliyorsa herkes de onu dinleyecek, o ne içiyorsa herkes de onu içecektir.
her faşist tek tip faşist değildir ama... sermayeci faşist, dinci faşist, ırkçı faşist, kemalist faşist vardır.
sermayeci faşist, işçiyi sömürür ve ezer. sendikaya izin vermez. işçiye kaç para ücret uygun görüyorsa işçi onu alacak ve susacaktır. konuşursa tepeler. her işkolunda patronların ve sendikaların ayrı ayrı örgütlenip birbirleriyle en azından pazarlığa oturacakları örgütler yok, her işkolunda patronla işçiyi aynı çatı altında birleştiren 'korporasyonlar' vardır, yani loncalar.
çünkü faşist ortaçağın özlemi içindedir, modernlikten öcü gibi korkar, 'geriye kaçmak' ister. kendi kafasından uydurduğu bir 'altın çağı' gözüne kestirir, ona dönmek için çalışır.
kimisi için bu 'peygamber efendimizin asr-ı saadeti', kimisi için de 'atatürk efendimizin devr-i saadeti' olur...
örneğin dinci faşistler herkesi zorla namaza götürmek, herkese zorla oruç tutturmak yanlısıdırlar. kendileri alkol kullanmamaktadırlar ya, hiçkimse de kullanmayacaktır!
devletçi faşist de, 'benim devletim ne eylerse güzel eyler' yanılgısı içindedir. devlete toz kondurmaz, onun da zaman zaman yanlış yapabileceğini asla kabul etmez.
faşist, gerçekleri görmez ve görmek istemez. burnuna belge de soksan yoksayar. çünkü kendisi 'hüda-yı nabit'tir, asla yanılmaz. herşeyi o bilir. doğru, onun doğru dediği şeydir. başka doğru yoktur ve olamaz.
kendince bir 'devletini koruma' güdüsü edinir ve bu amaçla suç işlemekten de hiç gocunmaz.
gelin sizinle küçük bir test yapalım:
bir köşe yazarının yazılarını ya da düşüncelerini beğenmediğiniz zaman onu okumayı bırakıyorsanız, sayfayı çeviriyorsanız, ya da gazetenizi değiştirip başka gazete alıyorsanız, bir televizyon yorumcusunun sözleri size şu ya da bu nedenle ters geldiği zaman düğmeye basıp başka kanala geçiyorsanız, bu sizin en doğal hakkınızdır. demokratik hakkınızdır.
tabii, 'bakalım bu adam farklı olarak ne diyor' diye merak edip okumak ya da dinlemek, 'acaba haklı olabilir mi' diye üzerinde düşünmek en doğrusu, en akıllısı ve akılcısı ama, hadi o kadarını beklemeyelim...
fakat bir yazara ya da yorumcuya gıcık kapınca kaleme kağıda ya da telefona sarılıp 'yazdırmayın bu adama' ya da 'ne konuşturuyorsunuz bu adamı' diye tehditler savuruyorsanız, size 'faşist' diyorlar aziz ve muhterem kardeşim...
böyle olduğunuz için de, küfür ve tehditleriniz de o adamın hiç gılırında olmuyor