anne ve baba dedikten sonra öğrendiğim ilk şey cimbombom olmuş. ilk defa cimbom derken heyecanlanmışım. ilk gülmeye başladığım zaman gol sevinci, ağlamaya başlama sebebim ise küskünlük değil kırgınlık olmuş.
çoğu zaman yüzümü güldürmüş galatasaray. her zaman alnımın ak olmasını sağlamış. omuzlarımı dik durduran kuvvet olmuş. hayata karşı galatasaray gibi bakmışım.
bu bakış açısı odamdaki duvara , sırtımdaki çantaya, formamdaki armaya yansımış. ne zaman ümitsizliğe kapılsam armama bakıp, yeniden cesaretlenmişim.
ilk öğrendiğim ingilizce cümle i love you hagi olmuş. bebekken acıktığım zaman anneme bile bağırmamışım ama galatasaray için deplasmanda ses tellerimi yırtıp, 3 gün hasta yattığım oldu.
ertesi gün ödevim vardı. yapmadım hocam, cimbomun maçı vardı çünkü.
genelde kız arkadaşımla pazar günleri buluşamadık öyle. cimbomun maçı vardı çünkü.
yazın paramı sağa sola harcayamadım. forma alınmalıydı çünkü. benim öyle her renkten t shirtüm de olmadı. sarı ve kırmızı benimle bütünleşmişti. sarı benim için umut, kırmızı ise asaletim olmuştu.
maç kaybettiğimizin ertesi günü yüzüm gülmezdi , gülmezdi ama hep haftaya derdim içimden.
kopenhag ın haritadaki yerini bu millete öğretmiş galatasaray. monaconun prensi olduğunu öğrettiği gibi.
milano da bir türkün nasıl sevinebileceğini ya da bizi küçümseyen ispanyolları ağlatarak eve gönderebileceğimizi öğrettiği gibi.
ingilizlere taraftarlığın holiganlık değil, aşk olduğunu öğretmiştir.
hayatın norveçte bir bataklığa saplandıktan sonra o bataklıktan gülerek çıkmasını öğretmiştir.
mondragonla hasan şaş ın ağlamasına dayanamayıp ağlamak , sabriye kızarken bir yandan da gülebilmektir galatasaraylı olmak.
hakan şükürü kral yapan , bülent korkmazın gözünü karartandır galatasaray.
fatih terimin de dediği gibi bir günde kral olmadık, bir günde tahttan inmeyiz.
son olarak her şeye inat ;
ölüm varmış, korku varmış
bu dünyanın sonu varmış
bizim için yoktur tasa
kalbimde sen yaşadıkça
başarılar gelir geçer
asaletin bize yeter
öyle şeyler yaşattın ki
uğrunda ölmeye değer