disko kralı

entry4394 galeri video8
    2675.
  1. Evde geçirilen bir hafta sonu klasiğinin sonucu olarak cumartesi gecesinin güzel kılınması adına açılan ekranda okan'ı görme arzusuyla başladı gene bir Kingo Disco. Tabiki nedenini anlamadığım bir nedenle o jeneriğin konulmamasıyla cart diye başladı program.

    Programın başlar başlamaz Cuma gecesi kaybettiğimiz Onur'u anarak başladı programa.. Kendisinin de sonradan belirttiği üzere "Show must go on" demenin altındaki felsefeye inanmadığını belirterek aslında sahnede profesyonel olunamayacağını, o amatör ruhun varlığına işaret etti ki (kendisine sonuna kadar katılıyorum)

    Ancak sonradan bir Cumartesi gecesinde herkesin eğlenmek isteğinde olacağını ve kendi üzüntüsü ile herkesi şartlayamacağı realitesini de çizdi. Aslında "Benjamın Button" edasında bu programı sondan başa yazmak istiyorum. Programın kapanış bölümünde seyircilerle baş başa kalan Okan'ın o birkaç dakikada ettiği birkaç kelam aslında ne kadar gerçekçiydi. Hani kendi programlarında işte bu sessizliği ve bu sessizlikteki hakiki sohbeti seviyorum diyerek, showbusiness adına yapılan sahte diyaloglardan nefret ettiğini belirtmesi gibi birşeydi aslında.

    O birkaç dakikada aslında "Kral Çıplak"tı. Çok samimi duygularıyla sadece oradaki seyircilerle sohbet edercesine konuşmuştu. Kendisinin de duyguları olduğunu ve üzerindeki o asi çocuk imajıyla medyaya ve her şeye kafa tutan adam olma misyonunu birkaç dakikaklığına da olsa kenara bırakıp, o kadar masumane duygularla kendisini bize teslim etmişti. O kada etkilendim ki, bunca acımasız eleştirim adına kendisinden özür dileme noktasına gelmiştim sanki. Evet kimi zaman hem bizler hem de medyadan insanlar kendisini (son 15 senede) çok acımasızca eleştirdi. Bu hem çok göz önünde olmamanın dogasında olan bir durum ile açıklanabileceği gibi hem de kendisinin o eleştirilere kulak vermeyen, siklemez tavrının bir sonucu gibiydi.

    Lakin kendisinin de etten-kemikten yaratıldığı gerçeğini o birkaç dakikada bizlere göstererek benim yıllar boyu ekranda görmediğim bir Okan Bayülgen'i görmemi sağladı. O söz verilen kızların haftaya geleceklerini telefonla bildirdiği palavrasına inanmamış olsak da keşke dedim Okan biraz tek başına o koltukta otursa da öylece konuşsaydı da dinleseydik. O öncesindeki zırvalıklardan kurtulmuşluğun verdiği huzurla, iki muhabbetin belini kırsaydık karşılıklı ama olmadı malesef...

    Öncesinde yapılan şebekliklere, Salim-Nihat Doğan edasıyla Yılmaz Morgül'ün mallıkları, kendini kültür abidesi sanmasına Okan'ın kifayetsiz kalması, Ebru Şancı'nın masanın üzerinde Okan'ın bir he olur demesi üzerine sevişme moduna geçebilme potansiyeli, Seray Sever'in her zamanki gıcıklığı, Nahide'nin artık fazlasıyla bayan halleri ve üzerine clup & doğu şivesiyle iki şekilde söylediği Plates şarkısı, Kemal Doğulu'nun kimi zaman güzel kimi zaman zorlama esprileri, Berkay adındaki elemanın çakma Soner Sarıkabadayı rolündeki haykırmaları ve Luxus'un hayatı vur-geç, anlık heyecan ve mutlulukların zevkini çıkar mantalitesi ve müzikleriyle bizleri hayattan soyutlayan durumları bu gece adına söyleyebileceğimiz birkaç şey...

    Şunu söyle tamamlayabilirim ki; Okan gerçekten sıkılmış ve program yapmaktan zevk almıyor. Bizler de izlerken feci halde sıkılır durumdayız. Bir "alışkanlık" niyetiyle cumartesi akşamları bu programı izler duruma geldik malesef. O programa her türlü hakim olan ve en güzel şekilde yönlendiren adam gitmiş yerine her yönden dağılmış bir aile babası edasında bir 47 yaşındaki adamcağız oturuyor malesef. Beyazıt Öztürk vari espriler ve programını üzerine yıktığı aptal youtube videoları vs vs. inan Okan sözlükleri okuyor olman dışında bizimle zaman geçtikçe ortak noktan azalıyor ve aramızdan uzaklaşıyorsun. Bu da programının bayağılaşmasından, arkadaşlarının seni yavaş yavaş terketmesinden ve ıssızlaşmadan ortaya çıkıyor malesef.

    Gerçekten seni seven biri olarak senin adına üzülüyorum. Bu arada programının arasına aldığın en baba kapitalist reklamlara rağmen "hayat sokaklarda" mottosunu söyleyen adam olarak 2. kez üzülüyorum. Neyse sen o savruk yolunda kariyerini bitirme yolunda devam et.

    "Her ağaç kendi zehrini üretirmiş" edasıyla malesef buharlaşıyorsun adamım ....
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük