Imagist şair..'den öte imagismin babası, atası herşeyidir. Siyasi görüşlerinden çok bu edebi duruşu anlatılmalı bence. In a station of the metro adlı en kısa şiirinde imagismin en süper düper örneğini vermiştir bence. Şiir 14 kelimeden oluşur, ve hatta tam bir cümle bile değildir. 2 satırdır.
The apparition of these faces in the crowd ;
Petals on a wet, black bough.
Şair nasıl yazdığını da anlatmış. Yapılan bir röportajda var. Şiir ilk gelen ilhamla 32 mısra yazılıyor. Sonradan evinde sakin kafayla biraz imagism serpiştirerek 2 mısraya düşürüyor, böyle bişi demek. Yazınsal değil duygusal ve psikolojik bir bilgi verererek daha çok mana çıkarılabilecek şiir budur işte.
Şiirdeki "apparition" kelimesi dışında bütün kelimeler somut kelimeler.
Kalabalığın içinde belirip kaybolan bu yüzler;
Islak boğuk bir dal üzerindeki yapraklar gibiler. (Çeviriyi şimdi yaptım. tüm telif elif herşeyi benim)
Şairimiz yağmurlu bir Londra gecesinde, ilk kez şahit olduğu metronun çıkışında karşılaştığı bu manzara karşısında nutku tutulmuş bir vaziyette, belirip kaybolan bu güzel ve sevimli yüzleri yağmur altında ıslanakalmış koyu renkli çiçek yapraklarına benzetiyor.
"apparition" üzerine:
1.Yüzlerin çokluğu ve birbirinden faklılığı hepsinin ortak yanı olduğundan senden çok var edasıyla insan yüzlerine yapılan bir serzeniştir.
2.bana göründüler tabirinin altında yatan öteki dünyadan olan hayalet veya cinlerin (cin demiyor muyduk yoksa??) ya da hortlamışların (güzel isim olur aslında gılgamış toktamış satılmış gibi) mezara benzeyen metro çıkışından bir anda yukarıya fırtlaması gibi de algılanabilir apparition kelimesi. Apparition görünmek anlamındadır da.