başörtüsü deyince tüyleri diken diken olan sözde modernist kitleyi rahatsız eden tez. ancak modernizmi giyim, yeme içme ve hayat tarzından yani tüketim modernizminden ibaret sanan bu sözde modernist, aslında cumhuriyetci köylüler, tipik oryantalist aşağılık kompleksi taşıyan anadolu köylüsünden başka bir şey değillerdir. şark kurnazı kafalarınca her türlü hinliği üç kağıtçılığı pervasızca çeşitli yollarla sergilemiş küstah cahil cesaretlerini her ortamda ön plana çıkarmışlardır. cumhuriyetin kuruluşu esnasında tuttukları köşe başları ve musluklar onları 85 yıl boyunca ihya etmiş kendi rantlarından başka hiçbir şeyin devamını amaçlamayan jakoben sözde aydınlanmacı düşüncelerini insanlara dayatmışlardır. hatta bu uğurda insanların canlarını alırken zerrece tereddüt etmemişlerdir. şark kurnazı giyim kuşam yeme modernisti olan bu zihniyetin ellerindeki tüm yönetim aygıtlarının birer birer ellerinden çıkması sonucu histerik hareketlerde bulunmaları normaldir. dünyayı okumayan, hatta okuyamayan bu aklı kilitlilerin dogmatizmin sağlamlığı ve işbirlikci tavırlarının altında rantın büyüklüğünün büyük rolü vardır. yoksa şunu bilirlerdi insanların özgürlükleri noktasında zorla başı açılan kadınla zorla örtülen kadın arasında en ufak fark yoktur. sorun başörtüsü değildir gerçekten başörütüsü bir simgedir. neyin simgesi olduğuna gelince, üzerinden çıkarlarını, bunca zaman zorbalıkla ellerinde tuttukları yönetimi kaybetmemek için açtıkları savaşın simgesi. ancak bu dönüşüm bir olgudur ve olgular engellenemez ancak geciktirilebilir. insanların daha mutlu olacağı garantisi vermiyor özgürlük ancak sizin zorbalığınızın insanları mutsuz ettiği kesin bir gerçeklik olarak gözümüzün önünde duruyor. kimseyi kişisel özgürlük alanına giren seçimlerinden ötürü cezalandırma ve bundan men etme hakkını sahip olmadığını bilmek için başınıza bu tarz bir şeyin mi gelmesi gerekiyor. inanın birgün size de lazım olabilir.