çok zayıfladım sözlük, doğru dürüst bişey yiyemiyorum.bi türlü eskitemediğim eski sevgilimi güldürmek için, önce içime çekip sonra dışarı saldığım göbeğim yok,
belki çokta iyi bi bok değil erkekte ama ne biliyim, sonuçta o eğleniyordu,ama artık o da yok sözlük, yok.eve gelirken reklamına minnet furkan dönerden, döner alıyorum, ve her seferinde patlıcanı fazla koyduruyorum. beni bu halimle görse üzülür diye bi serzenişte bulunuyorum iliklerime işlemiş umutlarıma.
ve her sabah onun gibi yataktan kalkıp elektrikli ocakta kahve suyunun kaynamasını bekliyorum,
bu arada, yeni çaldığım bardağı yeşile boyama kararı aldım.
kahveye 6-7 şeker atmaya başladım sözlük
gözlerime belli olmayacak şekilde kalem sürüyorum. (nasıl bişeyse).ışık yormuyor beni,ne sahnede ne sokakta.
ve hiç bi zaman benim kadar güzel yapamayacak ustadan domatesli tost istiyorum sabahları. biliyor musun sözlük ona yaptığım tostu karşıma geçip yemesini seyretmeyi özlüyorum, ve nedense bi tek o zaman doyduğumu hissediyorum.
sonra tekrar aynı, hep aynı, farklı olan sözlük, hep ben düşünürdüm hep günlük yaşantımın içinde küçük ama onu hatırlatacak şeyler sığdırarak ben düşünürdüm, hiç gitmezdi, bi an bile. bugün farklı olan sözlük, onun da beni düşündüğünü hissediyorum.
sanki beni izler gibi, "salakça" hatta "izliyorsun böyle filmleri etkisinde kalıyorsun arkadaşım" ve "kuruntu yapma babacan bırakmış işte hatun seni" diye tepki verilebilirsin sözlük. ama bugün bana her yol yeşil.( hep öyleydi aslında ya boşver)
kendine hayrı olmayan ses sistemim cızır cazur ediyor, hani telefon çalmadan önce olur ya, öyle bişey. sanki biri arıyacakken kapatıyor telefonu gibi,gerçekten oluyor sözlük.neyse çok kafa şişirdim, bi kaç gündür uzaktan kumandalı araba gibiyim. kumanda kimde bilmiyorum sözlük ama pillerini değiştirirse çok ama çok iyi olur...