,,,asıl acınası olan, insanlarımızda özelliklede biraz ''mürekkeb yalamış'' insanlarımızda, yaşamış olduğu toplum değerlerinden kendilerini soyutlayarak ''ahkam'' kesmeleri.
Toplum olarak dejenerasyonun hangi boyutlara vardığını, görmeden kutsi-örfi değerlere saldırarak bir arada yaşama kültürünün son kırıntılarınıda yok etmeyelim.
Asalak gibi yaşamayı insanlarımıza aşılayıp, iane kültürü ile bir çuval patates-ramazan kolisi-kömür yardımı-alışveriş çekleri-yeşil kart-mahalle aralarında dağıtılan bedeva hamidiye suları vb beleşcilik ile insanları üretimden alıkoymak, kaçak yapılanmaya göz yumup çarpık kentleşme yaratarak ben varsam evin var yönlendirmesi ile yerel seçimlerde oylara ambargo koymak, kaçak elektrik-su, vergi afları ile insanları havuç ile kandırılan tavşan yapmak ile insanlarımızı üretmeden-düşünmeden-sorgulamadan yaşayan sürü psikolojisinde hareket eden güruh haline getiriyoruz.
Bu toplum yapısı-anlayışı-geldiğimiz yer, yaşadığımız an itibarı ile; her yere kilise açıp insanları hıristiyan yapsanızda, yada tüm ibadet yerlerini yıksanızda, her köşe başına bale okulları açıp tüm insanlar balet-balerin'de olsa, bu kokuşmuşluk-banallık-aşşagılık varken hiçbir yaptırım çözüm olmaz.
Adam boyu kar yağmış bir köyde elektriksiz evde oturan vatandaşa; buzdolabı,
Altyapısı-şebeke suyu olmayan vatandaşa; çamaşır makinesi dağıtılan bir memleketin ibadethanesini yıksan ne olacak. Bu insanların köyüne bale okulu açsan ne değişecek. Zamanında ''okullar olmasa'' milli eğitim bakanlığı görevini daha iyi ve güzel yapacağını söyleyen bakan'ların memleketinde böyle entry'ler garipsenmemeli.
Hiçbirimiz masum değil.
Bale okulundakiler ve bale okulu isteyenlerde,
camilerdekiler ve bale okuluna karşı çıkanlarda.
