anadolu işi bir tür "canlı yayında kovma sahnesi"....tam alaturkadır. ama, gayet direkt ve art niyetsiz bir hareket olduğunu söylemek gerekir. kanal tatlıses´in parasıyla kurulmuş bir kanaldır, oradaki herkes de "onun çalışanıdır", onun dilediğiyla çalışma, ya da çalışmama hakkı vardır.
yalnız o olay bu şekilde yapılınca karşı taraf oldukça küçük düşmektedir, ama tatlıses orada "sen ne yaptığını iyi bilirsin" diyerek hem bizim bilmediğimiz bir konuya işaret etmiştir, hem de o sadece işaret ettiği seyi iyice afişe etmeyerek, o şahsın kişilik haklarına saygısızlık etmemiştir.
yani bu şekilde bir kovulma, tavsiye edilmez, ama pekala da yapılabilir. bu sahnede diğer birçok yazarın söylemindeki gibi, hiçbir "eşeklik" yoktur. vergisini ödeyen, izinleri devletten alınmış bir tv kanalının şefi, canlı yayında kendi parasıyla aldığı bir binanın içinde kendi parasıyla dönen bir tv programına gidip bir yanlışlığı düzeltemeye kalkışabilir.
bunu yapan adam "istanbul türkçesi" konuşmuyor diye "ayı" kapsamında görülemez. haddızatında istanbul´da yaşamayan ya da doğup büyümemiş hiç kimse istanbul türkçesi konuşmak mükellefiyetinde değildir. önemli olan birseyi nasıl telaffuz ettiği değil, ne söylediğidir. o sahnede tatlıses haklıdır. alman başbakanı merkel ´de almancayı "aksanlı" konuşmaktadır. karar verici unsur, insanların aksanları değildir.
